‘Şiirler yazdım sana, besteler seni kıskandı’ desem, ‘Dur bakalım, bu böyle değil’ diyeceksiniz ki haklısınız.
Şiirlerle şarkılar, kelimelerle cümleler arkadaştır, sırdaştır, dosttur. Bu dostluk, yüreğinde insan taşıyan, bedeni ile ruhu arasında savaşan ve yaşamı boyunca sevgiyi, nefreti, özlemi, ihaneti görmüş, hissetmiş insanların dışa vurduğu dörtlüklerdir şiirler.
Bazen ağladığınızda kabahati gözyaşlarında bulursunuz, ne kelimeler yeterli kalır, ne cümleler kifayet eder. Yazmazsanız bu kez, o kelimeler, o cümleler sizi bestelere, şarkılara şikâyet eder.
*
Kapkaranlık bir dünyanın içindeyim,
Daralıyorum, boğuluyorum her gün biraz daha,
Üstüme üstüme geliyor bütün zaman
Bocalıyorum kendi kendime.
Çözemiyorum çok ağır geliyor geçen yıllar,
Üstünden geçemiyorum, bağırıyorum
Zaman zaman dağlara taşlara,
Yeter biraz durun artık, gelmeyin üstüme
Biraz nefes almak istiyorum, yoruldum, yoruldum.
Durun biraz, gücüm kalmadı artık,
Yorgunum yorgun gözlerle bakıyorum,
Ezilen geçmişime yok olan hayatıma,
Bir ışık arıyorum karanlık dünyamda
Ufacık da olsa razıyım yok olan hayatımda umutsuzca,
Uzatsam da ellerimi imkansız hayallere
Bir teselli diyorum kendi kendime
Biliyorum gözümü açtığımda
Yine karanlık bir dünyadayım.
Umutsuzluk hep peşi peşine gelse de,
Ezilsem de bu dünyada yıkılsam da
Yine de umutsuz da olsa,
Küçücük bir ışık da olsa çaresiz uzatacağım ellerimi.
Bu karanlık dünyamda yok olacağımı bile bile.