Öyle bir zamandayız ki tamam, başkanlar seçilince beklentiler büyük olur. Herkes gidişen yerini kaşırken, vatandaş genelde ince dokunuşları, ince ayarları daha çok sever.
Kaldırımı, yolu, asfaltı, parkı-bahçeyi bir kenara iter eliyle, ‘Başkan bana önem versin, beni adam yerine koysun!’ diye düşünür. Başkanlar da bunu bildikleri için, teknik belediyecilik yanında, sosyal belediyeciliği daha çok öne çıkartırcasına, insan yüreğine, insan kabine dokunuşları artırdıkça artırırlar.
Siz birine dokunursanız, kalbine girerseniz, bu size yol, su, elektrik olarak geri döner.
Geçenlerde, geçenlerde dediysem 2 hafta önce, kıymetli bir meslektaşım (Mesut Tuğrul) ile birlikte Türkoğlu’na gittik. Haber şuydu, Türkoğlu Belediye Başkanı Mehmet Karaca, sosyal sorumluluk projesi adı altında, ilçenin ulu çınarlarını ziyaret ediyor, onların dertlerini dinliyor, varsa yapılacak bir hareket, onu icra ediyor, gönüller inşa ediyordu.
İlçenin ulu çınarları dediğimiz, belli bir yaşa gelmiş, ilçenin, mahallenin hafızası diyebileceğimiz, sevilen sayılan, biraz da gariban-yoksul kimseler olur bunlar genellikle, ziyaret ediliyor, hal hatırları soruluyor, varsa ihtiyaçları temin ediliyor, bu da başkanlara olan sevgiyi, saygıyı, itibarı ve güveni artırmaya yetiyordu.
Mehmet Karaca da bunu yapıyordu.
Gittiğimiz mahallenin adı Gaziosmanpaşa. Ulu Çınar adiye adlandırılan hastanın adı Mustafa Kayabaşı,(85) eşinin adı da vefakâr ve çilekeş kadın Ayşe Kayabaşı.(87)
Muhtar Ramazan Sarı da geldi o akşam. Ayrıca ulu çınarın kardeşi, kızları, gelini, oğulları, torunları da gelmişler. Sohbet, muhabbet derken yemek yendi, sonra geldiğimizden beri uykuda kalan, kendine gelemeyen 85 yaşındaki Mustafa Kayabaşı, Başkan Mehmet Karaca’nın dokunuşu, seslenişi ile kendine geliverdi aniden.
Sanki bir cansuyu verilmiş gibi, sanki sihirli bir dokunuş yaşanmış gibi…
Yemekten önce, sofra başında Başkan Karaca ile sohbet ediyor, ilçe hakkında, özellikle deprem sonrası yapılanları dinliyorum.
İlçe depremde ağır hasar gördü. Yıkılacak bina sayısı oldukça fazla. Teknik ve sosyal belediyecilik alanında yaptıklarını dinliyorum. Bütçeyi rahatlatmış, borçları ödemiş, kurumu yeniden dizayn etmiş, insanların yaşamını kolaylaştırma noktasında dokunuşlar sergilemiş. En önemlisi de belediyenin makine-araç parkını genişletmiş, yeni araçlarla araç parkını büyütmüş.
Bunlar bir ilçe için sevindirici gelişmeler.
*
Biz yine ‘Ulu Çınar’ Mustafa Kayabaşı’na dönelim. Başkan Karaca’nın sesini duyunca canlanıverdi 45 dakikadır uyuklayan adam. Kendine geldi, doğruldu, Başkan Karaca ile sohbete başladı, hizmetleri, yaptıkları için teşekkür etti. En çok da eşi Ayşe Kayabaşı… Eşinden dolayı biraz dertli olduğunu ima etse de, hasta eşine bakmayı bir ibadet saymış. Tam bir Anadolu, tam bir Osmanlı kadını Ayşe Kayabaşı.
Şunu gördüm, şunu anladım, insanlar kendilerine dokunulmasını, adam yerine konulmasını, telefon açtıklarında cevap verilmesini, imkân dâhilinde taleplerinin karşılanmasını bekliyor, istiyor yerel yöneticilerden.
Başkan Karaca da bunları yapıyor.
Öteden beri söylenen söze katılmamak mümkün değil, en büyük yatırım, insana yapılan yatırımdır.