Devamında şu yazılı, ‘hem haksız, hem de aptalsın!’ Kim demiş bunu, ünlü düşünür Epiktetos…
Böyle bir başlığa, böyle bir girişe neden gerek duyduğuma gelince; her meslekte çürük, silik, küstah, insaftan ve insanlıktan nasibini alamamış insanlar çıkıyor. Yaşam devam ettiği müddetçe de çıkacak, çıkmaya devam edecek. Kimse de bunun önüne geçemeyecek. İnsanın olduğu yerde ihanetler, kalleşlikler, arkadan vurmalar, iftiralar, yalanlar, öküz altında buzağı aramalar, dost görünümlü maymunlar eksik olmayınca, yaşam her geçen gün daha da çekilmez hale geliyor.
O yüzden insanda ne psikoloji kalıyor, ne huzur. O yüzden günümüz toplumunda psikologların sayısı diğer mesleklerden fazla artış gösteriyor. Zira insanlar her gün psikolojik savaş veriyor birine, birilerine karşı.
*
Ortada bir pasta var, çöken çökene. Adam ısrar ediyor inatla, ‘Bu pasta benim, çünkü parasını verdim, benim hakkım, benim yemem lazım!’ iyi de, bu pastayı hak edecek ne yaptın, hangi bedeli ödedin, hangi emeği sarfettin, hangi eforu ortaya koydun? Emek verdiysen, zaman harcadıysan, gerçekten hak ettiği sanıyorsan, bedel her zaman para olarak değerlendirilmese de, şayet bir bedel ödediysen belgen var mı, varsa ibraz et!
Belge yok, ortada somut bir çalışma yok, şahit hiç yok, sadece içinde hırs dolu, hakaret yüklü iddia var. Kuru bir de inat. Benim de benim…
*
Geçen günlerde, böyle, buna benzer bir olay yaşandı bizim camiada. ‘Alacağım vardı, o para benim hakkım!’ iddiasını ileri sürenlere karşı yasal işlem devreye girince, şimdi herkes bu sürecin neticesini merak ediyor.
Maalesef ki, ne yazık ki, üzüldüğün şeye bak diyeceksiniz de aramızda aptal çok!