2024-09-28 07:55:06

Belediyeler teşkilattan, teşkilatlar belediyeden elini çekmeli mi?

Mehmet FİSKECİ

mfiskeci_kimlik@hotmail.com 28 Eylül 2024, 07:55

İyi güzel de, siyasiler her işe burnunu sokmalı, her seçime müdahale etmeli mi, isim, aday belirlemede, herhangi bir listenin oluşmasında asli görevi ve sorumluluk alanı olmasa dahi müdahil olmalılar mı?

Geçmişte bunun örneklerini çok yaşadılar. Zararını, sıkıntısını da... Büyükşehir belediye başkanları teşkilatları, ilçeleri yönetmeye kalkışınca, hem yoruldular, hem yetmiş iki yerden ses gelince, ‘hooop, dur bakalım orada, buranın horozu benim, ne dersem o olur!’ diye efelenen ve güç gösterisine soyunanlar, sonunda teşkilatlarla ters düştü, kapınınn önüne konulunca, sonra da kenara çekilerek kaderlerini yaşadılar.

Güç zehirlenmesi, kendini siyasetin, şehrin-ilçenin hakimi görmesi, sorumluluk alanı dışına çıkması, tüm yetkileri kendinde toplaması, tabi ki diğer meslektaşlarını rahatsız eder.

*

Öyle ki bazı büyükşehir belediye başkanları, ilçe belediye başkanlarını memuru gibi görmeye başladı zamanın behrinde. Emirler verdiler, kıs boğmaya getirdiler, ‘yapacaksın, ben ne dersem o olur!’ deyip dayatmayı seçtiler.

Sonra gelsin tartışma, gelsin gerginlikler, gelsin küslükler.

Yerelde, teşkilatta çatışmalar başladı sonra.

Adam kaleci, santrafor gibi sahada top koşturup gol atma peşinde! Tabi ani bir kontratakta kalesinde golü görünce maymuna dönüyor!

*

Demem o ki, partilerinin bir önemi yok, parti teşkilatları ile belediyeler adeta iç içe geçmiş vaziyette. Tabi bu parti içinde huzursuzluklara sebebiyet veriyor. Ya başkan ile küsüyor, ya il başkana tavır takınıyor, hele araya şehirle, teşkilatla ve halkla alakasız milletvekilleri de girince, gerginlik, kıskançlık hayli yol alıyor.

Teşkilatlar belediyeye karışıyor, müdahale ediyor, belediye başkanları da teşkilatları idare etmeye yelteniyor, ellerini teşkilattan çekmiyor, bazı aday seçimlerinde belirleyici rol oynuyorlar.

*

Başkanların adamı teşkilatta, teşkilatın adamları belediyelerde. Hele bazıları var, dışarıda olduğu halde belediyenin iç işlerine karışmayı kendine hak sayıyor, başkanı da zor durumda bırakıyor, kurum amirlerine talimatlar yağdırıyor, başkan adına yapılacak işlere burnunu sokuyor, güya yanında olduğunu hissettirecek, güya başkanın elini güçlendirecek, güya başkanın yükünü alacak ama çok kişinin de küfürlerine maruz kalıyor.

‘Ne işin var?’ der gibiler.

Kimse sınırlarını bilmiyor, bilse de bilmiyormuş gibi davranıp, gücü fırsata çevirebilirim umudunda, telaşında, hevesinde.

Haliyle huzursuzluklar, yakınmalar, ‘ayıp oluyor ama!’ demeler belediye ve parti içinde en çok konuşulan günden maddesi haline geliyor.

*

Bu davranış, bu heva ve heves içinde olanlar, siyaset üretmiyor. Vatandaşın derdinin onları gerdiğini zannetmiyorum.

Parti yöneticileri partiyi yönetesin!

Belediye başkanları da belediyeyi. Halkın, kurumun bütçesini yönetsin!

Ayak bağı olmayın! Başkanın yoluna mayın döşemeyin, iyilik yapacağım derken kötülük yaptığınızın farkında iseniz, herkes yerini, sınırlarını korusun ve haddini bilsin!

*

Son sözüm; bu tür davranışlar kimileri tarafından tasvip görürken, kimileri de parti içine müdahaleyi doğru bulmuyor. Zaman zaman taşların yerinden oynaması da muhtemel iken, genelde bu tür siyasetin, bu tür müdahalenin  isabetli olduğuna dair genel görüş var.

Acaba öyle mi, acaba doğru olanı bu mu?

 

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.