Haydaaaaaa!
Bütün dertleri çözdük, bütün sorunların üstesinden geldik, bütün renkleri bir masa üstünde topladık, bütün niyetleri hayata geçirdik, bütün hayalleri gerçekleştirdik, bütün projeleri-planları uygulamaya koyduk, bir tek fıstıki yeşilimiz kaldı o da boykot idi, çok şükür onu da ülke gündeminin ana konusu haline getirdik!
Oh be ne rahatladık, ne zevk aldık, ne mutlu olduk!
Haberleri giriyorum, boykota tepki göstermeyen kalmamış. Kim çıkardı, kim milletin aklına koydu bu boykotu, ben değil, muhalefet, yani CHP, yani Genel Başkanları Özgür Özel.
Muhalefet kanadı da diyor ki; ‘biz başlatmadık, gençler istedi, biz de destek verdik!’
*
Bütün başkanlar, bütün akil insanlar, bütün aklında zoru olmayanlar, sanayi ve ticaretin siyasi tartışmalar dışında tutulması gerektiğine vurgu yaparken, yediğimiz-içtiğimiz ve kullandığımız ürünlerin siyasete bulaşmaması gerektiğine inananlar çoğunlukta iken, nereden çıktı bu boykot kararı.
Millet olarak zaten enflasyonla uğraşıyoruz, mutfaklar yangın yeri, paramızın alım gücü azaldı, gariban geçinme derdinde, asgari ücretli kıt kanaat geçiniyor, emekliler bin liranın hesaplarına yatmasını bekliyor dört gözle, (bugün yatıyor, gözünüz aydın!) bizim de başka işimiz, derdimiz kalmamış gibi bir de boykot ile uğraşıyoruz.
*
Sabahleyin ekmek alacaktım, giderken bizim siteden biri çıktı karşıma, ‘sakın ha, alma, boykot var ülke genelinde.’ deyince tepem attı. Aç mı kalacaktım, boykot ilan edenler benim karnımı doyuracaklar mıydı?
Torunuma marketten süt alacağım, içimdeki şeytan alma, ‘boykot et, sen de bu tepkiye ortak ol!’ dercesine kanıma girse de, ne yani, gitmeyeyim, almayayım da torunumun karnı doymasın mı, aç mı kalsın yavru!
Çarşıya indim, ulusal gazete alırım her gün, 2-3 tane, ‘Alma, boş ver bugün de gazete okuma! Boykot var, haberin yok mu?’ dediklerinde sinirlerim tepeme çıktı.
*
Hem üretim yok diyorlar, üretimlerin de satıcının elinde kalması için kırk takla atıyorlar. Ekmeğimi de alırım, gazetemi de, markete gider, alış-verişimi de yaparım. Para benim, keyif benim, kime ne?
Tamam, İsrail mallarına-ürünlerine boykot isteyin, isteyen uyar, istemeyen uymaz, kimsenin keyfinin kahyası, parasının patronu değilseniz, karışmayın. Milliyetçilik, vatanseverlik duygularınız kabarıyorsa, üretin, muhannete muhtaç olmama adına üretin, kendi kendinize yetecek işletmeler kurun, tüketim ekonomisinden vazgeçin, ve israf etmeyin, bu arada İsrail mallarına-ürünlerine tepki koyar, boykot uygularsanız, o da sizin bileceğiniz iş.
Hadi, bıraktım içeceklerini, banyo malzemelerini, yiyeceklerini, bulaşık makinasına deterjan almayın bakalım, vallahi eşiniz sizi kapının önüne koyar daha ilk günden!
*
Şimdi ülke genelinde olduğu kadar, şahsım şehrinde de bir boykot furyası başladı ki, aman tanrım, durdurabilene aşk olsun.
Siyasiler, sivil toplum kuruluş kanaat önderleri, bilumum başkanlar bu çağrıya, bu boykot kararına tepki anlamında haberler servis ettiler, biz de kuzu kuzu kullandık.
Seçim vaadinde bulunduğu halde çalışmayan, toplumda karşılığı olmayan, sözünde durmayan, lay-lomla günlerini geçiren belediye başkanlarını eleştirin, boykotu onlara uygulayın, anlarım, haklısınız derim.
Şehrin çıkarı için uğraşmayan, yolu için çırpınmayan, ilçesinin sorunlarını çözme noktasında kılını kıpırdatamayan, mış gibi, mış gibi hareket edip sözüm ona hizmet ettiğini sananları, uyum içinde verimli olmadığı halde, sırf öteki mahallenin takımının kaptanı diye o takım kaptanına kafayı takıp itibarsızlaştırma çabası içinde olanlara boykot uygulayın, okey derim, tamam derim.
*
Gazeteciler var mesela. Tehdidi, şantajı meslek görüp, varlık sebebi sayan çapsız, ruhsuz, belgesiz bilgi yoksunu para amaçlı haberci, video çekip ‘para verirsen kaldırırım!, ya da ‘şu kadar gönderirsen paylaşımı silerim!’ diyenleri, sözüm ona araştırmacı gazeteci kisvesine bürünen şarlatanları, sosyal medya maymunlarını boykot edin edecekseniz!
Pahalı ürün satan, hileli, sahte ürünleri gerçekmiş gibi gösterip üstelik de azgın fiyattan raflara koyan marketleri boykot edin. Pahalılığı yaşam biçimi gibi algılayıp, Allah korkusunu üzerinden atan, kul hakkı yiyen, merhamet ve vicdan yoksunu esnafı boykot edin edecekseniz!
Öyle sivil toplum kuruluşları var ki, tabeladan ibaret. Ama bazılarının isminin başında ‘başkan’ yazılı ya, onunla mutlu oluyor, onun keyfini yaşıyor, onunla zevk aldığını sanıyor. Boykot edecekseniz ha varlığı ha yokluğu dediğimiz çapsız sivil toplum kuruluş kanaat önderlerini boykot edin!
*
Başkan Mustafa Buluntu, yaptığı açıklamada, ülke ekonomisinin temel taşlarından olan sanayi ve ticaretin tüm toplumun ortak değeri olduğunu belirterek, bu alanlarda faaliyet gösteren şirketlerin haksız şekilde hedef alınmasının doğru olmadığını ifade etti. Türkiye’nin ekonomik büyümesi ve istihdam olanaklarının genişletilmesi için üreticilerin ve sanayicilerin desteklenmesi gerektiğini dile getirirken, bana göre en çarpıcı açıklama genç iş insanı Ali Cesur Kaçmaz’dan geldi. Yazısını okuyun, ne dediğimi anlarsınız!
Yahu bir rahat bırakın bizi de hayatımızı yaşayalım! Karışmayın yaşam hakkıma, müdahale etmeyin özgürlüğüme!