Bir ev alıyorsunuz, komşunuz, akrabanız her neyse, daha senesi dolmadan ya sıvası dökülüyor, ya boyası renk atıyor, çokça da içindeki malzemeler ve kullanılan işçilik dandik olduğundan, daireler kendi içinde yeni masraf kapısı açıyor ev sahiplerine.
Zaten binalar yapılırken, inşaat halindeyken, çalışan işçilerin canı Allah’a emanet! Hiçbir tedbir alınmıyor. Gidin bakın, özellikle yukarıya, Tekerek yolu, yatılı bölge veya Hürriyet Mahallesi ve Üngüt (çünkü yapılaşma en çok bu bölgelerde) taraflarına gidin, inşaatlara bir göz atın, ne çalışanlarda baret var, ne uyarı levhaları.
*
Ölen olursa ‘Allah taksiratını affetsin! Fıtratında varmış!’ birşey olmazsa, kalan sağlar bizimdir.
Dikkat edin, hep tahta iskele kullanılıyor. Bu zamanda. Konut yapanların tahtası noksan olmak yerine herhalde çok ki, en ucuzuna, basitine kaçıyorlar. Ülkemizde inşaatlarda yaşanan ölümcül hadiseleri unuttuk mu? Yoksa balık hafızalı mısınız?
Sözde müteahhitlerin işine geliyor tahta iskele. Zira çelik iskelelerin ruhsata bağlanması gerekiyor. Çelik iskele şartı ruhsata eklenirse, bunu belediyeler denetleyecek. Ama yok! Ne uygulamayı yerine getiren var, ne denetleyen!
Sözüm ona bir de Yapı Denetim firmaları var ve bunların başkanı da… Kim ise…
Bu yüzden ölümlü iş kazalarının önüne geçilemiyor. Anlı şanlı olduğu söylenen firmalar bu meselede tedbir almıyor. Çünkü iskele kurmak ayrı bir denetim gerektiriyor. Ama bizde iskeleyi, duvar ve sıvacı ustası kuruyor.
*
Peki, Türkiye’de, hadi diyelim Kahramanmaraş’ta müteahhitleri denetleyen bir yapı var mı?
50 bin liralık sermaye ile 2 milyonluk iş yapmaya kalkan, bastırdığı kartvizite müteahhit yazdıran çapsızlar, hem konutları çürük yapıyorlar, hem de haberleri duyuyor, okuyorsunuz, vatandaşı dolandırıp kayıplara karışıyor. Yani cin olmadan adam çarpıyorlar.
Bir kere, şunun adını koyalım; müteahhitlik meslek mi, ticaret mi?
Hadi, cevap verin!
Belediyeler ve yapı denetim firmaları bu işi ciddiye almalı. Daha birkaç senelik olan apartmanlar, siteler, ‘kentsel dönüşüme’ kurban ediliyor. Cezasını da, cefasını da ev sahipleri, yani vatandaş çekiyor. Allah korkusu da olmayınca!..