Yüksel Seyfioğlu dostumuzun hoşgörüsüne sığınarak aşağıdaki alıntıyı sizlerle paylaşmak istedim. İstedim çünkü yaşı bendeniz gibi 60’ı geçmişler, şimdi izlemesem de eskiden TRT’de Pazar günleri kovboy filmini izlemekten büyük keyif alırdı.
İsterseniz paylaşımı paylaşayım, sahibine ayıp olmasın! Zaten duygularıma tercüman olmuş, söylenecek, yazılacak ne varsa paylaşmış. Teşekkür ediyorum kendisine.
*
“Çocukluğumda kovboy filmi izlemeyi çok severdim. TRT her pazar bir kovboy filmi koyardı, 1 hafta boyunca o filmi bekler, onun heyecanını yaşardım.
Kovboy filmlerinde konu, bazen kasabayı basan haydutlar, bazen kasabayı hırsız ve haydutlardan korumaya çalışan bir Şerif ve ailesi, bazen de yoldan geçen posta arabaları veya banka parasını taşıyan at arabasına pusu kuran azılı hırsızlar üzerine dönerdi. Bazı meşhur hırsızları herkes bilir ve korkardı.
Eğer pusuyu kuran, bu ünlü hırsızlardan biriyse, arabadaki herkes direnmeden teslim olur, hırsız, arabada yüklü mal ve paraları kolayca alır giderdi.
O mal ve para onun hakkı gibi bir şeydi!
Aksini düşünenin akıbeti sadece ölüm olurdu çünkü! Kasabanın şerifi bile korkardı ünlü hırsızlardan.. İşte, kimsenin bir şey diyemediği o ünlü hırsızın Türkiye versiyonunun ismini açıklıyorum şimdi!
Caape!
Eğer Caape yolunu kesmişse, elindeki her şeyi teslim et ve kaç oradan! Yoksa halin duman! Şayet soygunu başaramazlarsa, komple yakarlar orayı. Aç oldukları için hırsız olduklarını sanmayın, ruhları hırsız olarak yaratılmış, meslek edinmişler bu işi.”
Şimdi TRT’nin belgeselini kaçırmam. Müzik kanalı TRT name’yi dinlemekten sonsuz keyif alırım, bir de maç saatinde açarım, o kadar.
Fakat eskisi kadar pazarları kovboy filmi koymaz oldu TRT. Herhalde silahlı veya silahsız kovboylar çoğalmış olmalı ki, ondan bıraktı bu alışkanlığı.