Her başarının bir öyküsü var. Her bestenin, her şarkı-türkünün, her romanın, her kişinin bir hikayesi varken, başarı hikayeleri yazmış insan sayısı çok az günümüzde.
Başarı hikayeleri yazmak için de insanın hikayeci, romancı veya senarist olmasına gerek yok.
İstesin, azmetsin yeter!
*
İşte bu duygularla arkadaşım Ahmet Belli'yi yazmak istedim bugün.
Çukurova Anadolu Lisesi son sınıfta beraberdik. O hukukçu olmak istiyordu, yani baba mesleğini sürdürmek azmindeydi.
Bir özelliği daha vardı ki, ben fanatik Fenerbahçeli, o da sıkı Galatasaraylıydı. Bu Galatasaray sevgisi nedeniyle Galatasaray Üniversitesinde okumak da en büyük hayali idi.
Ancak sanıyorum çok az bir puanla bu emeline ulaşamadı. Takımlarımız ayrıydı ama gönüllerimiz, dostluklarımız rekabette yoktu.
*
Dostluğu candandı, samimiydi. Avukat olunca bir süre mesleğini sürdürdü, babasına ait bugün Hilton'a verilen Belli Oteli'nde yöneticilik de yaptı. Hem iş, hem mesleği derken, gün geldi kendisini iş hayatının ortasında buldu.
Girişimci, yaratıcı bir ruhu vardı Ahmet Belli'nin. Yenilik ve atılım peşindeydi sürekli. Bir şeyler yapabilmek, üretmek, sosyal yaşama canlılık getirmek, insanların hoş vakit geçirebileceği, eğelenebileceği mekanlar yatıyordu aklında fikrinde.
İşte Hayal Kahvesi böyle ve bu düşünceden doğdu.
Türkiye'nin sayılı sosyal mekanlarından Hayal kahvesini Kahramanmaraş'a taşıdı, Piazza'da açtı. Açtı ve insanların en büyük eksikliğini, tatminsizliğini giderdi.
*
O şimdi başarılı bir avukat olduğu kadar, bir spor dostu, taraftar yanıyla birlikte, yetenekli, girişimci, kendini insanların yaşamına adamış bir sosyal, entelektüel işadamı sıfatıyla bugün kentin en gözde, geleceği olan biri var karşınızda.
Turizm kadar işletmecilik alanında da gösterdiği, bu yeteneğini, bu girişimci ruhunu daha da artırarak, geliştirerek, sosyal bir kent olgusu için arayışlar içinde olan arkadaşım Ahmet Belli'ye güveniyorum.
Yolun açık olsun arkadaşım!
İyi ki varsın!