Her caminin bir hikâyesi, bir efsanesi var. Kim kimin için yaptı, ne zaman yaptı, dedim ya, hepsinin ayrı bir öyküsü mevcut iken, ne yazık ki 6 Şubat depreminde, şehir merkezinde 40’a yakın camimiz kullanılmaz hale geldi.
Bazıları kısmen ibadete açık olsa da, bir tarafları yıkık dökük. Ya minareleri uçtu, ya da bazı müştemilatları kullanılmaz durumda.
Cami Allah’ın evi. Biz Müslümanlar için mübarek yer. Dedim ya, bu mübarek ibadethaneler, depremde ciddi yara aldı, kimisi tamamen, kimileri kısmen ibadet dışı kalırken, Kültür ve Turizm Müdürlüğü ihaleye çıktı, camilerin bakım ve onarımı (restorasyon) başlatıldı.
Kim takip ediyor derseniz, Gaziantep Vakıflar Bölge Müdürlüğü. Bu nedenle Bölge müdürü Adem Bozkurt Beyefendi zaman zaman şehrimize gelir, çalışmaları yerinde inceler.
*
Tabi Ulu Camimizin bizim yerimizde ayrı bir yeri var. Ulu Cami, tarihe tanıklık eden bir ibadethane. Kale’deki Fransız bayrağının indirilmesi bu camiden çıkan vaaz ile hayat bulurken, 6 Şubat yüzyılın depreminde en ciddi hasar gören camilerden biri.
Neyse ihaleye çıktı, Allah var, yüklenici firma da işin ehli, Türkiye çapında tanınmış bir müteahhit. Her gün özellikle bakıyorum, kısa sürede hayli mesafe alındı.
Öyle ki, seçimlerden önce Kültür ve Turizm Bakanı Kahramanmaraş’a gelmiş, camideki çalışmaları yerinde inceleme fırsatı bulmuştu.
Müteahhit arkadaşımızı kutluyoruz. İşini özenle takip ediyor, bir an önce bitirilip ibadete açılması için tüm ekipmanlarını seferber etmiş durumda.
Çünkü Ulu Cami şehrin hafızası.
Simgesi. En büyük camisi.
*
Hal böyle iken, depremden sonra Ulu Cami hariç, hiçbir camide tamir, bakım ve onarım başlamadı. İhaleye rağmen. İhale üzerinden tam bir yıl geçti, çivi bile çakılmadı çoğunda.
Hele Boğazkesen Camisi var ki, tarihi bir camimiz, bakım-onarım ve tamir işini Kayseri Büyükşehir Belediyesi üstlenmişti, öyle duruyor. Hiçbir hareket, hiçbir çalışma yok.
Lütfen arkadaşlar, söz verdiyseniz, yerine getirin!
*
Toplu taşıma aracı kullanan ben, güzergâhımda rastlıyorum, bazı camilerimiz minaresi ile birlikte hasar görürken, bazılarının sadece minareleri uçmuş, (Örneğin; Beyazıtlı, Arasa, Uncular, Yunus Emre, Küçükçavuşlu, (eski adı Restebaiye) Uzunoluk-Çınarlı (eski adı Bektutiye), hatta komşu evlerin üzerine yıkılmış ve zarar vermiş. İhale sürecine rağmen çalışmanın yapılmaması endişe verici.
Mesela Fatma Gölcü Camisi var. Piazza karşı çaprazında, cadde üzerinde.
Hayırsever Gölcü ailesi yaptırmış aile büyükleri adına. Hiç kullanılacak gibi değil. Bu hayırsever işadamımız bir an önce annesinin mirasına sahip çıkma adına camideki tamir, bakım ve onarımı acilen bitirmeli, Müslümanların hayır duasını almalıdır.
*
Sayın Bakan ve Gaziantep Vakıflar Bölge Müdürü sayın Adem Bey, lütfen ihale süreci üzerinden bir yılı geçmesine rağmen bakım, tamir ve onarımı yapılmayan camilerimizin denetime tabi tutar, bir an önce bitirilmesini sağlar mısınız?