Hani şu iki kişinin konuştuğunu alıp başkasına taşıyan, laf getirip götüren, ispiyonculuk yapan, dostlukları, samimiyetleri bitiren ucuz adamlar var ya, sözüm onlara!
Güya siyaset yapıyorlar, sözüm ona gazetecilik yapıyorlar, akıllarınca her meseleden anlayan tavırlarıyla bir laf ortaya atıp, senin, benim, onun bunun dilinden dökülenleri sanki hiç duymamış gibi, sanki hiç okumamış gibi götürüp başkasına ucuza satıyorlar.
Dediğim bu tipler, yani ucuz ajanlar!
*
Şahit oldum, geçmişte sıfırdı, onun bunun öteberisini (çantasını) taşırdı, sonra baktım para kazanamadı galiba, başkalarının sözlerini, laflarını taşımaya başladı, o zaman sermayesi arttı, giyim kuşamı değişti, üstünü başını düzeltti, bindiği araba şahinden-doğandan lükse dönüşünce, o da kendini bir şey zannedip siyaset akademisinden üst derece ile mezun olmuş gibi, siyaset allamesi kesildi, şimdi siyaset ajanlığına soyunmuş anlaşılan o ki.
Günümüzdeki adı ispiyonculuk!
*
Karşı takımın kaptanına telefon açıyor; ‘Başkanım nasılsın, maşallah iyi gidiyorsunuz. Takip ediyorum, çalışmalarımızı, algılarınız dört dörtlük. Ben zaten belediyeyi kazanacağınızı, senin de bakan seçileceğini biliyordum. Bu meselede az tecrübe sahibi değiliz yani. ’
Öteki mahalleden bu iltifatlara teşekkür yağıyor.
Sonra gidip ihale için kapıyı çalıyor.
Az söyledim, siz çok anlayın!