2024-08-29 10:57:17

Lafla peynir gemisi yürümüyor!

Gencay FİSKECİ

29 Ağustos 2024, 10:57

Her deyimin bir hikâyesi var. Biz hep geçmişini hikâyeleri ile büyüdük. Büyüklerimiz, okulda öğrendiklerimiz, hayat tecrübesi, bize bunu öğretti, evet lafla peynir gemisinin yürümeyeceği, yürümediği.

Laf ne alaka, peynir ne alaka, gemi ne alaka! Dedim ya, vardır bir hikâyesi, vardır bir hikmeti.

İyi güzel de, bu deyim neden çıktı, neden icap etti. Anlatalım: sonra da bireysel yorumlarımızı sürdürürüz!

*

Rivayete göre bir zamanlar İstanbul’da Edirneli Aksi Yusuf adında bir tüccar varmış. Peynir ticareti yapan bu tüccar Trakya’dan aldığı peynirleri fiyat durumuna göre İstanbul ya da İzmir’de satıyormuş.

Malını gemilerle taşıtan tüccar navlun parasını peşin vermek istemediğinden her seferinde gemi kaptanlarını oyalayıp;

"Hele peynirler sağ salim varsın, istediğin parayı fazla fazla veririm" diye vaatlerde bulunur, resmen oyalarmış çalışanları, yani tayfaları.

Madrabaz ve cimri olan bu tüccarın vaatlerine birkaç kez aldanan gemi kaptanları, yani sorumlusu, peynirleri yükleyip İzmir'e doğru yola çıkmak üzere iken diklenmişler;

“Efendi tayfalarıma para ödeyeceğim. Geminin kalkması için masraflarım var. Navlunu peşin ödemezsen Sarayburnu'nu bile dönmem!" diye diretmiş.

Aksi Yusuf her zamanki gibi; "Hele peynirler salimen varsın..." demeye başlar başlamaz gemi kaptanı; "Efendi, iyi güzel söylersin de, lafla peynir gemisi yürümez, buna kömür lazım, yağ lazım!.." demiş.

Aksi Yusuf, parayı ödemiş… Söke söke tabi.

Ödemiş ödemesine de, o gün akşama kadar şu cümleyi sayıklayıp durmuş; "Lafla peynir gemisi yürümez, lafla peynir gemisi yürümez ha!.."

Daha sonra bu söz "Yaparım, ederim, tutarım, meseleyi hallederim, ayıp ettin ha, söz. O iş bende merak etme! " deyip de hiçbir şey yapmayanlar için kullanılan bir deyim olarak bugüne kadar gelmiş.

*

Özellikle seçim döneminde seçmen, vatandaş siyasilerden beklenti içinde olurlar. Siyasiler de seçim hatırına, başkanlık ve koltuk hatırına bol bol vaatlerde bulunur, vatandaşı inandırmaya çalışırlar.

İmkansızı öyle ballandıra ballandıra, kondura kondura anlatırlar ki, vatandaş da inanır, peki der, tamam der, olur der, gider oyunu verir.

Seçim biter, o siyasetçiye verdiği sözü hatırlatırsın, seni tanıdığını söylediği adam bakarsın kim olduğunu sorar, söz verirken sarhoşmuş gibi, ‘Ede kusura bakma, ben ne dediğimi biliyor muydum ki’ cevabını vermek bir tarafa, yalanlarıyla, içi boş vaatleriyle sevileceğini, ayakta-iktidarda duracağını, toplum içinde rahatlıkla gezebileceğini zannetse de, kısa sürede çaptan düşer, gözden düşer, sonra da elden düşer, senin konumuna gelir.

 

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.