Depremi, şehrin yeniden imarı, inşa ve ihyası için bir fırsat olarak yorumlayanlar olsa da, bir yerde hak veriyor insan.
Şimdi şehirde rezerv alanı ilan edilmeyen yer kalmadı gibi. Şehir merkezinde bile, özellikle Trabzon Bulvarı ve Kıbrıs meydanı civarında, rantı çok, dedikodusu çok alanların rezerv alanı ilan edilmesine kimse bir şey demese de, itiraz etmese de, bir tepkide, bir karşılık vermede haklı insanlar, özellikle esnaf kesimi, ‘Bize yer gösterin, tamam!’
Turizm sezonu, depremde ciddi yaralar almış olsak da hala yerli ve yabancı turistler gelebiliyor. Bu bakımdan ilk uğrak yerleri İş Bankası civarındaki alış-veriş yerleri. Çarşılar zaten pert, içleri girilecek gibi değil.
Yer gösterme, alternatifler üretme, çözüm bulma noktasında yerel yönetimler ve siyasiler cılız kalır, hatta rezerv alanını değerlendirecek devlet destekli TOKİ, Emlak Konut ve EPP dahi açıklama yapmazken, insanlardaki tedirginlik, kaygı ve endişe zirve yapmışken, adamlara, esnafa ‘Çıkın buradan, terk edin!’ demek hangi akla, hangi vicdana sığar!
Zaten siyasetçiler bu çarşılara, esnafın içine girmeye korkuyor. Yürekleri yetmiyor demek. Yetseler, bakın mücbir sebep meselesi ciddiyetini, gündemini korurken dahi, birlik olup, varıp Çalışma Bakanlığının kapısını çalsalar, önünde yatsalar, ‘sayın Bakan, depremde ve bölgede esnaf ve serbest meslek mensupları ciddi yaralar aldılar, kayıpları var. Her ne kadar mücbir sebebin süresi bu ayın sonunda doluyor olsa da, bir kere daha fırsat verilmeli, mücbir sebebin süresi en az 1 yıl daha uzatılmalı. Ki bu arada esnaf da kendini toparlar!’ deseler, kıyamet mi kopar?
Hiç mi bayramda, kurban eti yanında yürek yemediniz!?
NOT: Muhtemelen bugün, yıl sonuna kadar uzatıldığına dair müjde gelir diye umuyor, bekliyoruz.
*
Tamam, gene takım elbiselerle poz versinler, fotoğraf çektirip sayın Erdoğan’a mesajlarını göndersinler de, biraz da mağdurları oynayan, kış kapıya dayandı, ne yapacağını bilemeyen esnafın derdine derman olmaya çalışsalar!
Şehir yeniden inşa ediliyor, Allah razı olsun, eyvallah! İyi güzel de şeker kardeşim, insanları kilometrelerce uzaklara niye savuruyorsunuz. Gidilecek, oturulacak yerlerin yol, ulaşım, iletişim, ısınma sorunu varken, madem rezerv alanı arıyorsunuz yana yakıla, eski sanayi dediğimiz Menderes Mahallesi sınırları içinde yer alan, mezarlık karşısındaki bilmem kaç dönümlük izbe, pislik yuvası bölgeyi niye ıslah etmez, niye rezerv alanı ilan edip, konut dikmezsiniz.
Hiç mi aklınız basmıyor?
Bakın, iddia ve ısrar ediyorum, bu bölge pislik yuvası. Akşam saatlerinden sonra bu bölgeye giremezsiniz korkarsınız. Balicisi, tinercisi, fuhuş çetesi cirit atarken, bu pislik bölgeyi temizlemek, kurtarmak, en önemlisi konut ihtiyacını şehir merkezine çekmek için ideal yer iken, niye oyunla oynaşla vakit geçirirsiniz!
*
Hadi daha ileri gideyim, yaklaşık 12 yıl önce Bakanlar Kurulu kararı ile kentsel dönüşüm alanı ilan edilmesine rağmen hiçbir adım atılmayan Menderes Mahallesinin depremler sonrası konut ihtiyacının giderilmesi adına rezerv alanına dahil edilmesi çok mu zor sizce!
Hani siz çözüm üretim merkeziydiniz, hani sorunların üstesinden gelebilme adına alternatifler geliştirecek zekâya, akla ve imkana sahiptiniz!
Hadi, şu alana bir el atın, şehri pislik yuvasından kurtarın ve konut için en ideal alanı kurtarın!
Kendinizi de…
Ve son olarak MÜZE. Kesinlikle rezerv alanına dahil edilmeli. Zira kültürümüzü, geçmişimizi yansıtan bu anlamlı kurum, şehrin ortasında kalmış, üstelik de park sorunu yaşanırken, daha modern, daha çok tarihi kültürü bünyesinde barındıracak hale getirilmeli.
Müzenin rezerv alanına dahil edilmesiyle, açılacak alan yerleşim ve statik olarak estetik kazanacak, daha modern bir binada daha çok misafir kabul edecektir.
Sayın Fırat Görgel’in Müze’nin rezerv alanına dahil edilmesi için bir çalışması, bir projesi vardır ve olmalıdır diyorum.
NOT: Bu mesele çok su götürür. Devam edeceğiz.