Yaşı, kimliği, tuttuğu takım, gönül verdiği parti ne olursa olsun, madem günümüzde en çok siyaset yazıp siyaset konuşuyoruz, o halde bodoslama dalayım, gerek iktidar, gerekse muhalefet kanadında kendini dev aynasında gören insanlarla karşılaşıyoruz.
Pandemi geride kaldı, maske taktığımız günler çok da uzaklarda değil, en çok da siyasilerin yüzündeki maske seçimden sonra düşünce, gerçek yüzleri, gerçek kimlikleri çıktı ortaya. Ama, fakat ve lakin pandemi bitse de siyasi maskeyi taşımak bazılarında alışkanlık haline gelmiş olmalı ki, kendisine koltuk, etiket ve unvan bahşedilenler, liderlerine, başkanlarına kazan kaldırdılar, ayak direttiler, tuzaklar kurdular, itibarsızlaştırma çabasına girdiler, ayak oyunlarıyla seçimde devrim yaratmış, büyük zaferler kazanmış başkanlarını parti içinde hedef haline getirdiler.
Samimiyet… Sabah başka, öğlen başka, akşam daha bir başka kılığa, kimliğe bürünen bu tür bulunmaz Bursa kumaşlarına ‘sahtekar akıllılar’ demek galiba en iyi benzetme olacak.
*
Siyaseti bilmezler, siyaset fukarası mektebinden sınıfta kalmışlıkları bir tarafa, elifi görseler deynek zannedenler, ne zaman ki bir partinin kulpundan tuttular, azıcık isim yaptılar, çevresinde üç-beş kişi oluştu, üç kuruş da para harcayınca ‘vay be, biz neymişiz de haberimiz yokmuş!’ demeye başlayıp, ucuz avuntu, kuru kasıntı içine girdiler. Siyasete kattıkları bir şey yokken, siyaset onları toplumda tanınırlılık sağladı, biraz kanı bitlenince, biraz ruhunda siyaset olduğunu zannedip takım elbise giyip kravat bağlayınca, mahallenin horozu, siyaset mahallesinin ucuz, korkak kabadayısı kesildiler.
Bunlar, ‘sahtekâr, samimiyetsiz akıllılar’ sınıfına dahil olunca, siyasetin de cılkı çıktı, siyaset irtifa, kalite kaybetti, zaten hele hele depremden sonra da o kişiler zıvanadan çıktı, çirkefleştiler, çirkinleştiler, çamur deryasında küsküç oynadılar.
Sorsan siyaset akademisini birincilikle bitirdiler!
*
Neyse… Geçtim hepsini.
Dün yerel ve ulusal siyasetin mihenk taşı, siyasete ömrünü vermiş, siyasetin beyefendisi, kendini eczacılık mesleğine adamış, Anavatan Partisinde 25 yıl siyaset sürdürmüş, siyaset girdabında yer edinme çabası içindeyken dahi siyasi onurunu korumuş, bunları yaparken kimseyi bırakın kırmayı, karıncayı bile incitmemiş, Hacı Bektaş Veli Üniversitesinde doktorasını yapmış, depremde kurduğu ‘ecza çadırı’ ile ihtiyaç sahiplerini ilaçsız bırakamamış Murat Aras’ın yanında iken, Yeniden Refah Partisinde siyasete kalite getirmiş, ivme kazandırmış, milli görüş geleneğinin şehirdeki en başarılı temsilcisi, örneği Muhammet Aydoğar ile yakın arkadaşı Mustafa Gül geldiler.
Siyasetçi gazeteci bir araya gelince herhalde televizyon dizilerini, bamyanın faydasını konuşacak değiller. Yerel ve ulusal siyasetin hafızası Murat Aras ile Yeniden Refah’ın yereldeki lideri Muhammet Aydoğar, 31 Mart mahalli seçim süreci öncesinde birkaç kez bir araya gelmişler. Seçim sonuçları, isimler tartışılırken kıymetli meslektaşım Neşe Yıldızhan ile biz de zaman zaman araya girmedik değil.
İki usta siyasetçinin yanında olmak, onları dinlemek doğrusu keyif verici.
Temel mesele çok iyi partili olmak değil, iyi insan olabilmek. Siyasi ahlakın soy kütüğüne adını yazdırmış Yeniden Refah Partisi İl Başkanı Muhammet Aydoğar, vasatlığın kitabını ortasından okumuş siyaset fukaraları karşısında pes edecek, yılacak, kenara çekilecek, partisinden başkanlık kazanmış belediyeleri yalnız bırakacak, yola çıktığı arkadaşlarını satacak kimse değilken, bugün karşı mahallenin takımında yedek soyunmayı nefsine yedirenlere karşı sadece gülümsüyor, onlar için tek kelime etmeyip eleştirmezken, yedek soyunanlar da kendilerini as oyuncu yerine koymayı bırakmıyorlar.
*
Partisinin önemi yok, dedim ya başta ister iktidar, ister muhalefet kanadındakiler olsun, bizim lafımız ona buna değil, sahtekar akıllı geçinenlere.
Bize gelince…
Düne kadar iyi bir gazeteci olacağını düşündüklerimin yazı ve yayınlarındaki siyasete yamanma gayretinin bana düşündürdükleri budur. Şöhrete uzanan vasatın kolaycılığını seçiyorlar.
Fakat ve lakin, Muhammet Aydoğar zoru seçiyor, zoru başarıyor, siyasette devrim yapıp belediyeler kazanıyor.
Onun vermeyeceği hesap yok, alnı açık, başı dik, siyaseti de net!