2012-06-09 11:06:58

Sözün bittiği yere geldik; biz inelim!

Editör

09 Haziran 2012, 11:06

Evet, nihayet oldu, o kıvama geldik,  bu şehirde her sabah insanın içine dert işleniyor, bizi belki yüzyılın vebaları değil ama bu günün siyasetçileri öldürecek ecelinden evvel.

Biz diyoruz ki, ilerleme raporları açıklandı, Kahramanmaraş tüm veriler ortaya konulduğunda, büyükşehir oldu-olacak denilirken, büyümede-gelişmede ve ilerlemede 60. sıraya (yazıyla altmış) geriledi, önceki yıllarda bu rakam 48 idi, demek ki geçen yıllar bizi ilerletmediği gibi, daha da geriye götürdü…

Fakat onlar diyor ki, “Ne alakası var, bizim dönemimiz de Kahramanmaraş alması gereken ne varsa, eğitim adına, sağlık adına hepsini aldı. Bakın hastane bile yaptık 400 yataklı, her ne kadar bir yılda adını 3 kez değiştirdiysek de, her ne kadar insanların gelip gitmesi işkenceye dönüşse de, imar uygulamaları sağlıklı yapılmadığından hastane çevresinde ilaç için bir eczane, bir çocuk acıktığında bir büskivi alacak büfe dahi olmasa da, yatırım yatırımdır. Gözünüze dizinize dursun! Size de yaranılmıyor zaten!”

*

Biz diyoruz ki; “Tamam, devasa bir sağlık yatırımı hizmete girdi. Emeği geçenlerden Allah razı olsun! Ama sağlık camiası bulgur gibi kaynıyor. Otorite yok, disiplin yok, sağlıklı uygulama yok, herkes kendi kafasına göre keyfi bir uygulama ile camiayı yönetmeye çalışıyor, kimin baş, kimin ayak olduğu belli değil…”

Söyleyince, yazınca kötü oluyorsunuz. Muhalefet hanesine yazıp, kara listeye alıyorlar. Onlar kendi dar pencerelerinden seyrediyor dünyayı, biz ahır dağına çıkıp oradan seyrediyoruz âlemi. Gördüklerimizi, duyduklarımızı, şahit olduklarımızı yazınca da, kızılca kıyamet kopuyor. 

Fakat onlar diyor ki; “Pencereden bakmıyoruz. Biz de kentin en yüksek yerine çıkıp oradan temaşa eyliyoruz. Söylediklerinizde, yazdıklarınızda haklılık payı var belki ama biraz hissi davranıyorsunuz gibimize geliyor. Gerçeklere hiç de sizin düşündüğünüz, gördüğünüz gibi değil. Biz ne diyorsak, doğru olan o! Çünkü biz başbakanımız, liderimiz sayın R.Tayyip Erdoğan’ın talebeleriyiz. Bizde keleklik olmaz!”

*

Anlatamıyoruz galiba… Muhalefet etmek gibi niyetimiz yok, olamaz da… Tamam,  saygı duyduğumuz, ülkemizin başbakanı sayın Erdoğan’a eyvallah! (Ben de aynen sayın Mahir Ünal gibi konuştum ha… O da eyvallah kelimesini çok kullanır konuşurken.  Eyvallahına eyvallah sayın Ünal)

Niye muhalefet edeyim ki, bu ülkeyi, bu şehri sizini kadar, sizden daha çok seviyorum.  Seviyorum da, şehrimin bir adım olsa gam yemeyeceğim, koşar adımlarla geriye gidişi, sanki geri vitese takılmış, sürekli arkaya arkaya giden araba gibi, bir de ileri vitesine alsanız şu arabayı diyorum, ben söylüyor, ben dinliyorum.

O gün Veli Karalar da yazmıştı, “Bu şehrin ileri vitesi yok mu?” diye… Var sevgili Karalar var da, araba sanayiden alınırken geri viteste unutulmuş, bunlar da ileri vitesi bilmediğinden, araba ha bire geri geri gidiyor, benim kızmam ondan. Bir de araba sürekli sanayide, tamirde, bakımda. Yoğun bakım gibi bir şey yani…

*

Bir dostum telefon açıyor, “Bakıyorum da bu günlerde yalakalığın üstünde. İyi yağ çekmeye başladın! Kaç numara olduğunu biliyor musun bari. Sen eskiden böyle değildin, kodu mu oturturdun! Hayırdır, sen de mi satlıklar listesine alındın, tırstın mı?”

Vatandaş bu, der der…

Eyvallah sevgili okur!

NOT: Sağlık müdürlüğü ile ilgili yazılarımın çok okunduğunu biliyorum. 5 bin sağlık çalışanı var bu şehirde. Onları ilgilendiren yeni bir yazıyı Salı günü okuyacaksınız. Ankara’ya gittiğimde, misafiri olduğumda, odasında sayın Mahir Ünal’a da okutturacağım yazıyı. Zaten sürekli takip edenlerden, okurlarımdan birisi…

Cafer Tatlıbal’ın sağlık müdürlüğü döneminde, yaşanan banka maaş promosyon skandalından, krizinden söz edeceğim. Bakalım bazıları kendini nasıl kurtaracak?

 

 

 

Yorumlar (2)

ali kelekçi 13 Yıl Önce

eline, diline kalemine sağlık devam abi, senin ellerinden öperim, saygılar

Celal 13 Yıl Önce

geçmişte bo promosyon olayı çok konuşuuldu.kimse araştırmadı.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.