2025-01-24 08:24:04

Al sana kırmızı kart, çık dışarı!

Editör

24 Ocak 2025, 08:24

Futbol sahalarından siyaset arenasına taşınan kırmızı kart gösterme olayı, şu günlerde yerel ve ulusal siyasetin en popüler aksiyonu, operasyonu.

Futbolu bilenlerin, oynayanların aklı yeter, hakem oyun kurallarını ihlal eden futbolcuya önce sarı kart, tekrarı halinde kırmızı kartını gösterir ve oyun dışı bırakır.

Kırmızı kart sadece saha içindeki oyunculara değil, bazen teknik yönetime de gösterilir. Hakem kararına itiraz ederler, küfrederler, hakaret ederler, hakemi yanlı tutum sergilemekle itham edince, ister futbolcu olsun, ister teknik yönetim kırmızı kartla cezalandırılır.

Futbolcu soyunma odasına, teknik ekip de tribüne gönderilir.

*

Bu şehir için bir tuğla, bir taş üstüne taş koyma hevesin yoksa, hangi takımdan, hangi partiden ve hangi meslek gurubundan olursan ol, diploman önemli değil de karakterin de yerlerde sürünüyorsa, sahada gezinmenin manası yok.

Oyunda yoksun, oynaş peşindesin! Şair Arif Nihat Asya duymasın!

Zaten hakem de seni dışarı atmak için can atıyor. Atıyor, çünkü geçimsizsin, çünkü dirliksizsin, çünkü ekip ruhundan ve şehir geleneğinden yoksun, çünkü aradan bunca zaman geçmiş, hâlâ lay-lom peşindesin, lale devrini yaşıyorsun, (unutma Lale Devri Osmanlı’yı erle yeksan etti) çünkü sana oy verenlerde bile karşılığın tükenmiş, yoksun, o bakımdan daha fazlasını bekleme, al sana kırmızı kart.

Hadi, çık dışarı!

*

Sürekli diyor, yazıyorum. Şehirleri ayakta tutan, tanıtan, var eden marka ve firmalarıdır.

Depremin üzerinden neredeyse 2 yıl geçti geçiyor, dünya markası, şehrin tanıtım elçisi bu MADO düşmanlığı, öfkesi, nefreti ne zamana ve nereye kadar!

Bir pet şişe suda fırtına koparanlar, kamerasını ve cep telefonunu kiralamış akıl fukaraları, (Ankara’dan gelen ünlü programcılar, yorumcular ve uçakla gönderilenler dahil) şehrin sözüm ona üst aklından aldıkları talimat ve bedelle yorumlarıyla, paylaşımlarıyla, sosyal medya maymunundan farksızlar, zaten çemkirdikçe kirleniyor, zıvanadan çıkıyor, zaten yok hükmündeki itibarlarını yerlerde süründürüyorlar.

Bu tiplere gösterilecek en güzel kart, kırmızı karttır.

Çıkın dışarı!

*

Öyle bir toplumuz ki, seçtiklerimize düşman olma meselesinde üzerimize yok. Oy veriyoruz, ağam diyoruz, paşam diyoruz, daha seçimin üzerinden bir yıl bile geçmeden varlıklarını hissettirmeden, taş üstüne taş koymadan, bir temel dahi atmadan, atacak zaman bulamadan veryansın ediyoruz seçilenlere.

Kendi bindiğimiz dalı kesme üzerine şehir tanımam!

Bekleyin, seçimin üzerinden bir yıl geçsin hele. Eleştirmeyelim mi, taş üstüne taş koymayınca, temel atmayınca, iz bırakma adına sosyal belediyeciliği babamda yapar, teknik belediyecilik adına kılını kıpırdatmadığında, tabi ki tepkimiz olacak.

Diyeceğiz ki, al sana kırmızı kart!

*

Tarhanacı-firikçi bildiğimiz sevgili dost Yılmaz Terliksiz takımı bıraktı. Buraya kadar dedi. Dayanabildiği, direnebildiği kadar dayandı, direndi. Zaten her fırsatta ekonomik olarak, destek olarak sıkıntılı günler yaşadığımız sosyal medyada paylaşıyor, utancını, mahcubiyetini gizlemiyordu.

Takıma destek noktasında söz verenler sözünde durmamıştı. Oyuncuların barınma, yeme-içme, deplasman maçlarına gidiş gelip yoruyordu, yormuştu sevgili Yılmaz kardeşimi.

Bir tek ciddi anlamda Fırat Görgel vardı takıma sahip çıkan, destek olan. Allah var, Mehmet Akpınar ile Hanifi Toptaş’ın da desteğini inkar etmiyordu bu gönüllü dost.

Kahramanmaraşspor, gariban takım ve bugün itibariyle sahipsiz. Puan sıralamasında 7. sırada iken, düşme potasından çıkmışken, bakalım kulübün anahtarı kime verilecek. Valimizin futbolla pek alakası yok, zaten bunu da söylemiş Terliksiz’e. Eee, geriye kim kalıyor, her zaman herkesin mağdur duruma düştüğünde kapısını çaldığı bir isim, tek isim Fırat Görgel.

O da hangi birine baksın, hangi birine yetişsin.

Bu takıma bakmayanlara, destek olmayanlara, söz verip de sözünde durmayanlara benden kırmızı kart!

*

Allah gerek etmesin, bizde bir de tepkici var! Anının çatından, kitabın ortasından konuşur, her şeyi bilir, ama hiçbir şeyden çakmaz, konuşurken dalga geçer, bir çuval inciri berbat eder, dinlemez, söyleyenin de lafını böler, yaralı parmağa merhem olduğunu bilen yok!

Kusura bakmasın, kırmızı kartı verdim gitti!

*

Geçen hafta, küçük sanayi sitesinde, işletmesi olan, bir zamanlar işyerlerinde 30’ün üzerinde işçi çalıştırırken, bugün çalıştıracak işçi bulamayan Suriyeli dostlarla sohbet ederken, uyuşturucu tacirlerinin sanayi sitesinde cirit attığını, hatta işçilerin (yabancı uyruklu) çalışmayıp, emek harcamadan, ter dökmeden hap sattıklarını, bu yolla geçimlerini sürdürdüklerini söylediğinde kulaklarıma inanamadım.

%’de verdiler, dehşete düştüm.

Gerek Cumhuriyet Başsavcılığımız, gerekse emniyetimiz, özellikle artan uyuşturucu ticareti meselesinde ve kullanıcı sayısının azaltılması noktasında titizlik gösteriyorlar. Her gün haberlerini girmekten yorulsak, bıkıp usansak da, gerçek olan şu ki, uyuşturucu kullanımı ve ticareti her geçen gün artış gösteriyor.

Bu gidişat hayra alamet değil. Çocuklarımıza sahip çıkalım, yaşamlarını, yaşam alanlarını, arkadaşlarını, bulundukları ortamları uzaktan da olsa takip edelim.

İnsanları, özellikle gençleri zehirleyen zehir tacirlerine kırmızı kart!

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.