2025-01-27 08:55:47

Sahi, Maraş sahipsiz şehir mi?

Editör

27 Ocak 2025, 08:55

Kendimize, kendi değerlerimize, kendi ruhumuza, kültürümüze, kendi tarihimize, kendi geleneklerimize, kendi ailemize, kendi marka ve firmalarımıza sahip çıkamadığımız gibi, seçtiklerimize de düşman olma konusunda üzerimize ne şehir tanırım, ne adam!

Mesele spor olur, stadyum olur, takımlara destek olur, bir iki duyarlı isim, bir iki sorumluluk sahibi seçilmiş Başkan dışında kimsenin ruhu duymaz, aldıran çıkmaz, duymazdan gelenler de aramızda söz sahibi diye dolaşır, çalım atar, ilgileniyormuş gibi konuşur fakat konuştuğuna kendi de inanmaz. Palavra bol, vaadlerin bini bir para, yalan dersen gani, icraata gelince, şehre dair hikâye yazma mesele olunca; ‘Ede kusura bakma, unutmuşum!’

Birileri de çıkar der ki, ‘Bu şehrin sahibi yok!’

*

Bakın, hızla bir türlü şehrimize gelmeye, içimizden geçmeye korkan, çekinen hızlı tren meselesinde yine yaya kaldık, yine avucumuzu yaladık, yine dağ fare doğurdu.

Şimdiye kadar neler yazıldı, neler söylendi, bir düşünün hele!

Umutla umutsuzluk yan yana yürümedi mi, siyasete alet edilmedi mi?

Vatandaş siyasilerin, şehirdeki söz sahibi sivil toplum kuruluşlarının ve bilumum başkanların kayıtsız kaldığını düşünür, ki düşünmekden yatağa girdi zaten millet, baktılar ki ne hızlısı geliyor, ne seneler önce tamir için Adana’ya gönderilen cuf-cuflu kara trenin geldiği var.

Vatandaşın dilini tutacak değilsiniz, o konuşur, o eleştirir; ‘Bu şehrin sahibi yok!’

*

Bakın, Yılmaz Terliksiz de bıraktı takımı. Takımı, başkanlığı bırakmasının ana nedeni maddiyat değildi. Dayanabildiği kadar dayandı, çünkü destek sözü verenler sözünde durmadı, ‘yanındayız, arakandayız!’ diyenler kaçtılar, Terliksiz’i yalnız bıraktılar.

Kırmızı beyazlı takım, şirket ile dernek olabilme iddiası-söylemi arasında gitti geldi, lakin halen şirket. Başkanı da bu takıma 10 yıl başkanlık yapan Fatih Ceyhan.

Takımın anahtarı kimde, bu saatten sonra düşeni kim kaldırır, hangi cesaret sahibi, hangi yiğit el atar, kim destek olur, bilemiyoruz. Hani bir söz vardır, ‘düşenin dostu olmaz!’ diye. Şayet bu takım zengin olsaydı İstiklalspor gibi, başkanı da çok olurdu, yönetime girmek isteyen heveslisi de, neticede zengin kadrodan oluşurdu.

Öyle ki, bütün ilgi, bütün destek tek tarafa gidince, Kahramanmaraşspor sahipsiz kaldı. Sahipsiz şehrin, sahipsiz takımı olarak tarihe geçecek!

*

Bu şehirde ne seçilen mutlu, ne seçen-oy veren! Siyasetçi şehre gelmeye, vatandaşın huzuruna çıkmaya, onu dinlemeye, onların problemleri ile yüzleşmeye çekinir, zaten bildiği bir şey de yok ki ne versin, dinliyormuş gibi yapar, ama yaralı parmağa merhem olmak bir tarafa, yarayı daha da büyütür, karşısındakiler sakıncalı piyadeymiş gibi iki kelimede lafını keser.

Depremden sonra Allah razı olsun, Devlete millete zeval vermesin, TOKİ, EPP ve Emlak Konut yanında Azerbaycan Devleti şehri ayağa kaldırmak, ihya ve inşa etmek meselesinde liderlik yapıyorlar, ama siyasilerin rezerv alanı, yerinde dönüşüm şartları, daha ne kadar konutun teslim edileceğine dair ne bilgileri var, ne şehre ilgileri.

Haliyle deprem mağdurları büyük harflerle konuşuyor, yüksek perdeden eleştirisini getiriyor; ‘Bu şehrin sahibi yok!’

*

Yaza yaza, konuşa konuşa dilimizde tüy bitti. Aksu Çayı zehir akıyor. Erkenez’den beri, o bölgede işletmesi bulunan fabrikalar kimyasal atıklarını suya bırakıyorlar. Çoğunun arıtması var, fakat arıtma pahalı olduğu için, gündüz değil, mesai bittikten sonra arıtmanın kapağını açıp, kimyasal zehirli suları Aksu Çayı’na bırakıyorlar.

Adana tarafından gelir, Aksu’ya yaklaşırken burnunuzun direği kırılacak gibi olur. Pis kokular gelir. Buna bir de çevresinde mezbahaneler de olunca, kesilen hayvanların kanlarını ve atıklarını çaya bırakınca, suyun rengi değişiyor, baraja dökülen çayın kirli, zehirli suyu doğal ve canlı hayatı mahvediyor, öldürüyor.

Ne müdahale eden var, ne karışan, ne yaptırımla bu uygulamaya ‘dur!’ diyen. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü de var herhalde bu şehirde, fakat kimin umurunda.

O bölgeden geçerken burnunun direği kırılan vatandaş haklı, ‘Bu şehrin sahibi yok!’

*

Konuşmaktan, yazmaktan gına geldi artık! Yine kültürel mirasımız, yine tarihsel zenginliğimiz Germenicia… Toprağın altında çürüyor, öyle sahipsiz duruyor. Atananlar, seçilenler ‘Yahu gelin şu kültürel mirası gün yüzüne çıkartalım, tarih turizmini artıralım!’ demediğinden, biz ve sizler sürekli Şanlıurfa’daki Göbeklitepe’yi konuşur yazarız, Gaziantep’teki Zegutma’yı dilimize dolarız.

Kültürden ve turizmden yoksun bir müdürü 22 senedir koltuğunda tuttuk. Kültür adına, turizm adına kılını kıpırdatmadı, yerli ve yabancı turistlerin şehre gelmesi, kalması yönünde rasyonel çalışmalar, projeler peşinde olmadı. Koltuğunu korudu, göbek büyüttü!

Bu şehirden sorumlu olduğunu ileri süren, iddia eden sorumsuzlara da sorarsan, ‘Falana filanla görüştük, bugün yarın bu meseleyi çözüyor, hallediyoruz! derler de inanmayın, alt tarafı bağlar gazeli çıkıyor, bu şehri seven insanlar da hep bir ağızdan haykırıyor; ‘Bu şehrin sahibi yok!’

*

Elbistan il olsun mu? Tabi ki olsun! Ekonomik olarak, nüfus olarak, potansiyel olarak her türlü imkana sahip. İnkâr edilen, küçümsenen kültürü, tarihi dokusu, kokusu bile yeter de artar, kalanı da birilerine zekât olarak düşer!

Sevgili Elbistan halkı, siz siz olun, bu talebinizi, bu haklı arzunuzu sizinle dalga geçenlere, sizi yok sayanlara, sizi adam yerine koymayıp, ‘yeterli kültüre sahip olmadığınızı’ ifade edenlere değil, ki siz büyük bir beyliğe başkentlik yapmış, suyu sert, yüreği çelikten insanlarsınız, gidin hakkınızı Ankara’da arayın!

‘İl olmak hakkımız, söke söke alırız!’ deyin. Ama içeridekilere güvenmeyin, çünkü sizi yok sayıyorlar. Bakın, mevlüt farz mı, sünnet mi?’ soruma bile cevap vermediniz daha, bekliyorum! Ha mekruh diyen de var, vacip diyen de.

Şunu derseniz anlarım; ‘Bu şehrin sahibi yok!’ Pardon Elbistan’ın! Çünkü itibar suikastı yapmak, tükenmişliğin eseridir!

Anladınız siz!

*

Ve neyse ki Büyükşehir Belediye Başkanı Fırat Görgel var. Şehrine, sorunlarına, halkına, milli iradeye, vatandaşın kalbine dokunmakla insanların duygularına sahip çıkıyor.

Fırat Görgel var olsun!

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.