2. Dünya Savaşında, 2 Yahudi Alman’lara esir düşer.
Geleceklerinden endişe duyarak, tabi ki korkuyorlar. Bunlardan biri diğerine kendilerine ne yapacaklarını sorar. Fikrini almak için. Öbür Yahudi de başlar anlatmaya;
“2 ihtimal var, ya bizi öldürürler, ya da esir kampına yollarlar.
Öldürürlerse sorun yok, kampa gidersek 2 ihtimal var, ya kurşuna diziliriz, ya da gaz odasında öldürülürüz.
Kurşuna dizilirsek sorun yok, gaz odasına gidersek 2 ihtimal var, bizden ya sabun yaparlar, ya da kağıt.
Sabun yaparlarsa sorun yok, kâğıt yaparlarsa 2 ihtimal var, ya gazete kâğıdı oluruz, ya da tuvalet kağıdı.
Gazete kâğıdı olursak sorun yok da, tuvalet kâğıdı olursak, işte o zaman boku yedik demektir.”
*
Bu hikâyeyi, Halk Sağlığı Müdürlüğünün çalışmalarını yerinde görmek, bilgi edinmek amacıyla gittiğimizde, okuma, dinleme fırsatı bulduk. Bir doktor arkadaşımız hazırladığı çalışmanın içine eklemişti. Hem güldük, hem düşündük.
Sizlerle paylaşayım istedim.