2012-08-29 09:24:09

Aksu Televizyonu; dünyaya açılan pencere...

Editör

29 Ağustos 2012, 09:24

Hep öyle diyoruz ya, hep aynı başlıklarda haber ve yazılar döşeniyoruz ya... Şehrimizin dünyaya açılan penceresi için bugüne kadar çok yazı yazdım. Bizdendirler, yayıncıdırlar, eksiklikleri, hataları olabilir. Hepimizin olduğu, olabileceği gibi... Kul kusursuz değil.

Kahramanmaraş merkezli olarak uydu üzerinden izleyiciye ulaşan Aksu Televizyonu tüm imkânlarını zorlayarak yayın hayatını sürdürmeye devam etmektedir. İnşallah uzun süre de edecektir.

Birebir içinde olmasam da, hizmet veren, kaliteli yayıncılık için ellerini taşın altına koyan dostların hangi ruh hali içinde olduklarını biliyorum.

Öncelikle; Aksu televizyonu ailesine ‘Allah kolaylık versin’ diyorum. Geçmişte yerel televizyon kanallarında program yapmış, canlı yayınlarına katılmış biri olarak,  yerel televizyonların çalışma şartlarını, sıkıntılarını ve özverili çalışmaların nasıl yapıldığını çok iyi bilenlerdenim.

Devletin resmi ilan desteği olmadan özel ilan ve reklam gelirleri ile yayın hayatını devam ettirmek öyle her babayiğidin kârı da değildir. Geçenlerde sevgili dostum Karaozan da aynen bunları yazdı.

*

Bu zamanda ayakta durmak, yaşam mücadelesi verebilmek kolay değil. Her sektör aynı sıkıntıyı yaşıyor. Lakin bu mücadeleyi Kahramanmaraş’ta vermek ise ayrı bir ıstıraptır.

Tüm olumsuzluklara rağmen sürdüren Aksu Televizyonu ailesini ve diğer basın-yayın organlarını tebrik etmemek ise nankörlük olur.

Bizde görsel ve yazılı medyanın, reklam ve özel ilan gelirleri her geçen gün aşağıya çekiliyor. Çekiliyor da, yerel basının, hele hele televizyonumuzun yaşaması, ayakta durması, sesimizi tüm dünyaya duyurması lazım.

Bu bakımdan, televizyonun karizmatik genel müdürü, iyi niyetli, gayretli  dostumuz sayın Cüneyt Beyit ile, yardımcılarına, tüm çalışanlarına, ekibe kolaylık dilemek, işin en pasif, en kolay tarafı. Biz zaten işin hep ucuz ve basit olan yönünü seçmiyor muyuz? Vatandaş televizyondan çok şey bekler, ama yardıma, desteğe gelince cimri davranır.

Bilmelidir ki, biliyor da, bu televizyonun sesi kısılırsa, kesilirse, şehrin sesi kesilecek demektir. Lakin şehrimizde bunu anlayamayan angutlar var maalesef!

*

"Kahramanmaraş Belediyesi’nin bilboardları, mega lightları, raketleri, LED ekranları, durak panoları ve son olarak ta her kaldırıma konulan iğreti üçgen ilan tahtaları şehri işgal altına aldığı için görsel ve yazılı medya artık yokları oynamaya başlamıştır." Karaozan aynen böyle demişti. Katılmamak elde mi?

Kent Konseyi'nin basının sorunlarını ele aldığı panelde de söyedik, söylendi de, belediyeyi medya patronluğuna soyunduğu için özellikle tebrik etmek gerek. Ayrıca kamu kaynakları kullanılarak hazırlanan internet sitesi, internet televizyonu, gazetesi, dergisi, kitabı ve CD’leri ile icraatlarını halka anlattıkları için artık Kahramanmaraş’taki yerel medyaya da ihtiyaçları kalmadı zaten.

Allah israf edenleri, yani müsrifleri sevmez deriz ama, inançlı belediye kadrosu ne yazık ki israfta bir numara... Ne gerek var!

Başbakanın ‘açılım’ dediği günümüzde Kahramanmaraş’ta tersine kapılara kilit üstüne kilit vurulmakta içe dönük yaşam ile ‘her şey benin kontrolüm altında olmalı’ zihniyeti sürdürülmektedir.

Bizim dünyaya açılmamız gerekirken, kapımızı, penceremizi dahi açmaya korkuyor, imtina ediyoruz. Neden? Mahallenin namus bekçiliğine soyunduklarından mı, yoksa basın güçlerinse tepemizde horon tepinirler diye mi korkuyorlar!

Acaba,  bir kısım baronlar, siyaset ve bürokrasi,  ‘medya güçlenmesin, güçlenirse zararlı çıkarız, ölmekle yaşamak arasında hayatını sürdürsün ki bizim tekerimize taş koyamasın’ stratejisini sahnelemektedir.

Şu kesin, ki yazılanlara katılmamak elde değil, şehrin kendilerinden sorulduğunu zanneden saftirikler bilsinler ki, televizyona en çok destek vermesi gereken kendilerinin olduğunu bile bile, ne yazık ki ceplerinde akrep olduğundan cimrilikte ısrar ederler.

Bizde ‘küçük olsun benim olsun’ zihniyetinin ve ‘eli bana muhtaç olsun’ anlayışının yıkılması gerekmektedir. Bu zihniyet yıkılmadıkça, bu şehir adam olmaz. Bakasanıza, başkana pompalı ile ateş edildi diye göbek atanlar, zil takıp oynayanlar var. Şarlatanlar var yani... Uutmayın ki, ve gerçektir ki, bir şehrin dışa açılmasında ve tanıtımındaki en güçlü faktörlerden birisi de görsel ve yazılı medyadır.

*

Bu televizyonun yaşama mücadelesi vermesindeki zorlukları milletvekillerinden valisine, esnafından işçisine, Kahramanmaraş halkı el ele vererek aşmamız gerekirken, söylemler havada kalırsa, akabinde Allah muhafaza bu televizyon kapanırsa, acaba bunun vebalinden nasıl kurtulacaksınız, insanların yüzüne nasıl bakacaksınız?

Sağda solda çalım satarak, hava basarak; ‘Maraş bizden sorulur’ diye kurum kurulup havanda su dövmeyi sürdüren hamaset ve makyaj erbapları, ki ben buna zibillik zenginlerini de ekliyorum, bir gün sağanak yağmura yakalanarak makyajınız bozulacak ve çamura düşen maskınızın altındaki gerçek ve çirkin yüzleriniz meydana çıkacaktır.

Maske düşerse, kel görünür derler...

Baronlar... Zenginler,  sözde hayırseverler... Kimse sizden sadaka istemiyor,  inayet beklemiyor. Ama  vereceğiniz reklamlar, size getiri sağlayacak, böylece de televizyonumuz sizlerin-bizlerin katkısı,  desteği ile yayın hayatını sürdürecektir.

Sevgili Cüneyt Beyit'e tekrar kolaylıklar diliyorum.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.