Kimse kimseye selam vermeye çekiniyor.
Her davete, her düğüne, her cenazeye katılıp katılmamakta tereddüt yaşıyor insanlar.
Gazete haberleri kadar, özellikle sosyal medya dedikodunun ve ispiyonlamanın merkezi olunca, en çok ‘acaba…’ çekimserliği ve korkusu içinde, uykusuzluk sorunu yaşayan, yediğinden, içtiğinden zevk almayan, bunun yanında yarın ne olur kaygısını yüreğinin en ücra köşesinde hissedenler, panikatak geçiriyor.
*
Hz. İsa’ya bir kadını yakalayıp getirirler. “Bu kadını zina yaparken bulduk. Hz. Musa böylesinin recm (taşlayarak öldürmek) edilmesini emretmişti, buna ne dersiniz?” diye sorarlar.
Bunun üzerine Hz. İsa eğilip, parmağıyla yerde bir ayna yaptı ve içinde herkes kendi kötülüklerini gördü. “Aranızda günahsız olan ona ilk taşı atsın!” dedi ve kadını getirenler tek taş atmadan dağıldılar.
Şimdi…
Kimse kendine bakmıyor. Kendi kıçındaki pislikten habersizler, başkalarının gözündeki çapağa takılıyor.
Bulanık suda balık avlamak işlerine geliyor çünkü.