Kahramanmaraş tarımdan sanayi şehrine dönüş yapınca, hava kirliği kadar çevre kirliği yanında toplum sağlığı da tehlikeye girdi. Şehrimizde bulunan işletmeler, (özellikle boya) kendi ölçeklerinde arıtma tesisi kursalar da, yapılan tespitlere göre kimisinin çalıştığı, kimisinin de çalıştırılmadığı kesinlik kazandı. Çevre ve Şehircilik il Müdürlüğü belki meselenin üzerine gidiyor, yaptırım uyguluyor ama nereye ve bir yere kadar.
Veysel Eroğlu, bakanlığı döneminde, Çorlu Bölgesindeki Ergene Havzası’nı kurtarmak adına 5 adet arıtma tesisi yaptırmıştı. Netice itibariyle de Organize Sanayi Bölgesindeki işletmeler, kurulan 5 arıtma tesisi ile çevre kirliliğinin önüne geçilmeyi sağlamışlardı.
*
Şimdi Kahramanmaraş için de artık birilerinin bu meseleye el atması gerekiyor. Bugün siyasetin mihenk taşı gösterilen Mahir Ünal ve siyasiler el ele vererek, kentimizdeki büyük tesis ve fabrikaların da katkıları ile çevre kirliliğinin önüne geçmek adına arıtma tesisi için kenetlenmek zorundalar.
Arıtma tesisi bittiğinde, fabrikalar da dışarı atacakları kirli suların tonajına göre ücret ödemeli, siyasiler bu işin üzerine giderek, hatta dış destekli kredi veya hibe temin ederek, kentin en büyük sorunlarından biri olan zehirli suların doğaya ve barajlara akmadan temizlenmesi için sanayicilerin de elini taşın altına koyması, kanayan yaraya merhem olacaktır.
*
Ha, bu işi büyükşehir belediyesi mi yapar, devlet@vatandaş (yani fabrika sahipleri, sanayiciler) işbirliği ile çözülür mü, olmayacak şey değil.
Yeter ki birileri öncülük etsin.
Yeter ki birileri elini taşın altına koysun!
Yeter ki birileri halkın ve çevrenin sağlığının her şeyin üzerinde olduğu bilincine varsın.
Yeter ki uzun senelerin ihmalinin üzerinde durarak, atık suların, zehirli suların doğal yaşama salıverilmesinin önüne geçilsin!
*
Bu, ciddi bir mesele.
Bu, ‘aman canım boş ver, nasıl olsa ileride yapılır’ savsaklaması ile kenara konulacak mesele değil.
Bu, geleceğin kurtarılmasıdır.
Bu, insan ve çevreye olan saygının ifadesidir.
Bu, devletin olduğu kadar, yerel yönetimlerin ve sanayicilerinde elini değil sadece, yüreğini ortaya koyması gerektiren yaşamsal meseledir.
*
Bize göre, büyükşehir belediyesi, bugün siyasetin tepe noktasında yer alan gururumuz, siyasetin kalbindeki hemşehrimiz, siyasetin ve gücün zirvesindeki isim sayın Mahir Ünal’ın da devreye girmesi, ilgili bakanlıklar ve dış kredi ya da hibe sayesinde çözülmeyecek mesele, yatırım değildir.
Hani sayın Mahir Ünal ne diyordu; “Bana tayin, atama, iş-güç ile gelmeyin. Bana proje getirin, takipçisi olayım!”
Şimdi Kahramanmaraş ve sanayiciler kadar çevreye duyarlı insanların beklentisi şu, sayın Veysel Eroğlu’nun Çorlu’da, sırf Ergene Havzasını kurtarmak adına 5 adet arıtma tesisi kurdurması ve başarması, bizim için de niye mümkün olmasın.
Evet, bugün işletmelerini çoğunda arıtma tesisi var. Ama bazıları çalıştırıyor, bazıları çalıştırmıyor. Kimse kusura bakmasın ve kimse de kimseyi kandırmasın! Kimse de haddi olmadan aklımızla dalga geçmesin!
*
Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı sayın Zabun Serdar ilgili sivil toplum kuruluş kanaat önderleri, büyükşehir belediyesi ile istişare ederek, bir değerlendirme ardından, bu hayati proje için kolları sıvamalıdırlar.
Bunu başarırlarsa, bizzat ben heykellerini dikerim!
Aksu Televizyonu, belki reklam aldıkları fabrikaları kızdırabilirler, öfkelerinin tavan yapmasını sağlayabilirler ama en büyük iyiliği çevreye, doğaya ve toplum sağlığına yapacaklarından, bu mesele ile ilgili geniş çaplı bir çalışma, haber-program yapmalıdırlar.
Yapabilirlerse tabi…
*
Yukarıda okuduğunuz satırları, şehrimizin en büyük işletmelerinin deneyimli işletme müdürlerinden birisi aradı, bu yoldaki sitemini, kaygısını ve beklentilerini dile getirmişti.
Son sözüm şu; Büyükşehir Belediyesinin atıksu arıtma tesisi devreye girdi. Yılların ihmali, büyükşehir ile hayat buldu. Bu vesileyle kimyasal atık sular da zararlı olmaktan, çevre ve doğal yaşamı kirletme safhasından çıkacak.
Bu nedenle, büyükşehir belediyesine, başkan sayın Fatih Erkoç’a teşekkür ediyoruz. Tüm sanayiciler, şehrimiz adına…
NOT: Bu konunun takipçisi olma ötesinde, duyarlı ve sorumluluk sahibi sivil toplum kuruluşları ve büyükşehir belediyesinin de düşüncelerine ayrıca yer verilecektir.