Levent Kırca’yı bilirsiniz. Tiyatro sanatçısı, usta komedyen. 2015 yılında yitirdik o nüktedan, o hazır cevap, o usta tiyatrocuyu.
Hani şu meşhur dizisi ‘Olacak o kadar’ı…
Kırca kendisinin de başrolde olduğu bir tiyatro oyununda, sahnede, rolü gereği seçim gezisine çıkacaktır. Uşaklarına seslenir sahnede; “Bana hemen atımı getirin!”
Uşaklar harekete geçip atı getirmeye koşarlarken, on sırada oturan, karşı partiden biri aday gülerek alay eder ve sahnedeki Kırca’ya seslenir alaycı alaycı; “Eşek olsa olmaz mı?”
Levent Kırca durur, sakin bir ses tonuyla ön sırada oturan seyircisine döner ve;
“Neden olmasın!” der. “Hay hay! Buyurun!”
*
Bir söz daha var, atasözü galiba, “Sen eşek olduktan sonra semer vuran çok olur!”
Siz belediye başkanları, siz yerel yöneticiler, siz muhtarlar, siz sivil toplum kuruluş kanaat önderleri, siz isminin başında ‘başkan’ yazan herkes, artık seçmen o bildiğiniz cahil, bir şeyden haberi olmayan, bilinçsiz seçmen değil.
Her şeyin farkında.
Gülhane parkındaki ceviz ağacının da farkında.
Aslında siz de farkındasınız ama liderinizin ceketi ile oy kazanıyorsunuz!
Kerameti kendinizde sanmayın!
*
Son söz… Yüreğiniz yetiyorsa, kendinize güveniyorsanız, ‘bağımsız’ olarak aday olursunuz muhtemel mahalli erken seçimde.