2021-05-14 16:37:40

Baba ve oğul Konukoğlu’nun öğretileri, yani nasihatleri…

Editör

14 Mayıs 2021, 16:37

Otu çek köküne bak derler. Evlatları da babaları merhum Sani Konukoğlu’nun izinden gidiyorlar. Haliyle…

Aynı yaşam felsefesi, aynı çalışma düstur, aynı ilkeleriyle…

Bu, merhum Sani Konukoğlu’nun tarihe not düşen, atasözü haline gelen “İşin hilesi dürüstlüktür” nasihati, sadece Gaziantepli yatırımcıların, işadamlarının, o kentin havasını soluyan, suyunu içen, ünvanı, adı, etiketi, makamı ne olursa olsun, hülasa tüm Gaziantepliler olduğu kadar bu topraklarda yaşayan herkesin kulağına küpe olacak türden.

Merhum haklı, günümüzde insanların daha çok kazanmak amacıyla hileye başvurdukları, ancak işini iyi ve dürüstçe yapanın daha çok ve istikrarlı para kazanacağı ifade ediliyor.

*

Sani Konukoğlu’nun çok bilinen bu sözü, sadece iş dünyası için değil, tüm eğitim kurumlarında (Üniversiteler dahil) tez ya da ders konusu olarak işlenmeli derim. Nasıl diyeceksiniz. Hiç hile ile dürüstlük yan yana gelir mi diye de düşünebilirsiniz.

TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu bile her fırsatta ifade ediliyor. Çünkü “İşin hilesi dürüstlüktür!’ öğretisi, yazılıp okunmasından çok daha derin anlamlar taşıyor.

Daha önce de yazdım, Ticaret Lisesi 1969 yılı mezunuyum. Zaten mezun olur olmaz kendimi matbaada, gazetede buldum. O gündür bu gündür bu sektörün içindeyim. Dile kolay, 51 sene… Yarım asır…

Hiç unutmam, edebiyat öğretmenimiz Hasan Bey kompozisyon konusu vermiş, bunu açmamızı, ne denilmek istendiğini yazmamızı istemişti.

Kompozisyon konusu şuydu, “Sarımsağı gelin etmişler, altı ay kokusu çıkmamış!”

*

Cahillik işte, aklımız fikrimiz futbol olunca, okulun bitişiğindeki taşlı tarlaya benzeyen sahaya koşmak, arkadaşlarımla top oynamak için can atmak isteyince, boş kâğıda ‘sarımsaktan gelin olmaz’ yazıp verince, öğretmenimizin beni dışarı salmayıp, leylek gibi tek ayak üstünde kapı önünde bekletmesini, öğrenci arkadaşlarım huzurunda rezil rüsva olmamı hiç unutmuş değilim.

Yediğim birkaç tokadı da. Elleri dert görmesin! Öğretmenleri şimdiki öğrencilere bir fiske vursa, hafifçe kulağını çekse, velisi, yani babası soluğu ya partide alıyor, ya emniyette, ya da silahı çekip ‘sen benim oğluma nasıl fiske vurursun!’ kabadayılığı ve vandallığı ile öğretmene saldırmalarına gazetelerde ve televizyon haberlerinde az rastlamıyoruz yani.

Kompozisyonunun ana konusu şuymuş; insanlar hakkında peşin hüküm vermek, önyargılı olmak, insanları yanıltabilir, hataya sürükleyebilir, yanlış şeyler söylemesine ve yapmasına neden olabilirmiş. O bakımdan, insanları tanımak için belirli bir süre, yani en az altı ay borç alıp vereceksin, yolculuk yapacaksın, yiyip içeceksin, arkadaşlık edeceksin, o kişi ancak o belirlenen süre sonra gerçek  kimliğini, karakterini ortaya koyarmış.

Dönelim merhum Konukoğlu’nun veciz sözlerine, altın değerindeki nasihatlarına…

“Pazarlığın üzerine pazarlık olmaz“

Sani Konukoğlu, bu sözü ile pazarlığın önceden yapılması gerektiğine dikkat çekiyor. Mal ve hizmet alınırken pazarlık sonucu elde edilen indirime kimsenin itiraz edemeyeceğini, ancak iş bittikten sonra kesinlikle pazarlık ve herhangi bir kesinti yapılmaması gerektiğine vurgu yapıyor.

Yani, günümüzdeki bir nevi Yahudi pazarlığı…

Bir başka öğüdü, nasihatı daha anlamlı.

“İşinizle evinizi birbirine karıştırmayın. İşinize giderseniz evinizi, evinize giderseniz işinizi unutacaksınız”.

Buna uyulmaması halinde motivasyonun bozulacağına ve evde aileyle geçirilmesi gerekenin zaman iş için değerlendirildiğinden dolayı mutlu olunamayacağının altını çiziyor.

*

En beğendiğim öğüdü de buydu,

“İşi insana müşteri öğretir”. Daha iyisini yapmak, ürünü ya da hizmeti geliştirmek için müşterinin, yani tüketicinin şikâyetlerine, gördüğü eksiklere, aksaklıklara yönelik itirazlarının dikkate alınması gerektiğini belirtiyor.

Bugün biz gazetecilere de yazı yazmasını okur öğretiyor.

*

Şu son nasihatı hiç unutulacak, akıllardan çıkacak gibi değil.

“İşletmesini yenilemeyen patronu, işletmesi yeniler”. İşletmesini yenilemeyen, tesisin bakımını yapmayan, teknolojisini geliştirmeyen patronun kaybetmeye mahkum olduğunu ve sonuçta işletmenin el değiştireceğini, yani yeni bir patronun işin başına geçeceğini, diğer adıyla işletmenin, tesisin el değiştirmesinin kaçınılmaz olabileceğini  ifade ediyor. Anlayana tabi…

*

Geçen yıl, yaz ortasında en büyük oğlu, SANKO Holding A.Ş. Onursal Yönetim Kurulu Başkanı sayın Abdulkadir Konukoğlu ile beraber iken, (il girişindeki yeni binada) sohbet eder, ‘Yazını okudum, beni de fazla övmüşsün, ama güzel yazıydı, teşekkür ederim’ demişti. Çaylarımızı içerken de, merhum baba ve yaşayan en büyük evladı sayın Abdulkadir Konukoğlu’ndan bu veciz sözleri kaç kez işittiğimi hatırlıyorum.

Merhum Sani Konukoğlu’nu bir kere daha rahmetle anıyorum.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.