Nasıl, biraz kalabalık geldi değil mi? Diyeceksiniz ki “Gazeteci-yazar bu başlığın altını nasıl dolduracak?”
Merak etmeyin, bizde sermaye, birikim tükenmez, her selama, her kelimeye, her cümleye verilecek cevabımız, yorumumuz var Allah’a şükür!
Önce…
Belediye başkanı olduğu ilçesini cazibe merkezi etme iddiası ile yola çıkan Dulkadiroğlu Belediye Başkanı, dürüstlükte üzerine adam tanımadığım sayın Necati Okay’ı tebrik ediyorum. Artık eleştiriler üzerine mi bu kararı aldı, yoksa öyle mi icap etti bilemem de, “Madem Dulkadiroğlu’nu temsil ediyorum, bu ilçenin başkanıyım, evimi de bu ilçeye taşımam gerekli” diye düşünmüş olabilir ve kendince haklı, üstelik de kamuoyunu tatmin edici bir radikal kararla evini bu ilçeye taşıdı. Mağazalarının üstüne…
Kamuoyu bu karardan memnun.
Keşke bu ilçeye gönül verdiğini, çok sevdiğini, hizmet aşkıyla yanıp tutuştuğunu söyleyen belediye meclis üyeleri de Başkan sayın Okay kadar cesaretli, yürekli ve delikanlı olabilseler…
Ki buna başta belediye başkan vekil ve yardımcıları ile ilçe teşkilat başkanı ve yardımcıları da dâhil…
Madem delikanlılığın kitabını yazdılar, yazdıklarını da okusalar bari…
*
Daha önce de ’Ah şu bağ evlerinin gözü kör olsun!’ başlığı altında bir yazı yazmış, bağ evlerinde nelerin döndüğünü dilim döndüğünce ifadeye çalışmıştım.
Çünkü siyasetle uğraştığını zannedenler, küskünler, kırgınlar, bir kenara itilmişler, düne kadar kahraman ve el üstünde iken bugün kıyıda köşede kaldığını düşünerek yeniden öne çıkmaya, siyasetin tepesindekilerle fotoğraf çektirerek, artistler gibi poz vererek prim yapmaya, ‘bizi daha ölmedik, buradayız!’ mesajı vererek kendilerini pazarlamaya ve palazlanmaya bırakanlar. Bağ evlerinde onun bunun kuyusunu kazmaya devam ediyorlar.
Adam alıp adam satıyorlar, koltukları birinden alıp birine veriyorlar, fatura kesip tahsilata girişiyorlar.
*
Geldik Baydemir’liye, yani Bertiz’e…
Biliyorsunuz, bir belediye başkanvekili, bugün belediyede, siyasette, teşkilatta en çok sözü geçen, söz sahibi bir arkadaşımız, 100 dönümün üzerinde yer aldı.
Alabilir. Kim ne karışır. Aldı ama kardeşi adına. Her iki tarafı da gölet. Yani su sıkıntısı yok. Yaklaşık 300 bin liraya aldığı muhteşem manzaralı, verimli alan, arazi, bugünün değeri ile 5 milyon liracık…
Etrafı çevrildi, elektrik çekildi, ceviz ağaçları dikildi.
Düne kadar oturduğu apartmanın ortak giderini veremeyenler, kısa zamanda nasıl bu kadar zengin olabildiler?
Değirmenin suyu nereden geliyor?
*
Amaaaaannnn.
Bana ne canım, alan ile satan bilir, güzel ile yatan bilir!!!
Bana mı düştü kaygısı, alemin, mahallelin delisi bin miyim