Bu yazı, içinde espri de olsa bankacıları çok iyi tarif ediyor, anlatıyor. Hani onlar için, ‘yaz günü şemsiyelerini ödünç verir, kış günü tekrar isterler’ denilir ya, o hesap işte.
Tüm bankacıları selamlıyorum, kolaylıklar diliyorum.
*
Yaşlı çift, evliliklerinin kırkıncı yıl dönümünde paraya kıymışlar ve Avusturalya’da tatil yapmaya karar vermişlerdi. Pencereden sessiz sedasız okyanusu, mavi güzelliği seyrederlerken, sessizliği kaptan pilotun anonsu duyuldu; “Sayın yolcularımız. Korkarım size kötü bir haberim var. Motorlarımızdan biri sustu, diğeri de susmak üzere. Acil iniş yapmak zorundayım!”
Devam ederek;
“Neyse ki altımızda haritada görülmeyen bir ada var ve sahiline inmeye çalışacağız!”
Son anonsunu yapar;
“Bunu başarabilirsek, tek sorunumuz bizi bulabilmeleri için dua etmek olacak”
Uçak, minik ada’nın kumsalına başarılı bir iniş yapar, kimsenin de burnu kanamaz.
Uzun bir rahatlama sessizliğinden sonra yaşlı adam karısının ellerinden tutar, gözlerine endişeyle bakarak; “Mona, sevgili karıcığım, bu ayki kredi kartı borcunu ödemiş miydin?”
Karısı; “Hayır sevgilim, unutmuşum. Kızdın mı yoksa?”
Adam endişeyle yine sorar; “Yoooo, hayır! Peki, araba kredisinin taktisini ödemiş miydin?”
Kadın ona da hayır cevabını verir. “Özür dilerim, onu da ödememişim!”
Yaşlı adam sevinçle karısının ellerini bıraktı ve kırk yıldır yapmadığı şekilde ona sıkı sıkıya sarıldı.
Karısı şaşkın, korkak sesle sordu; “Tatlım, iyi misin?”
Adam şunu dedi; “Hiç olmadığım kadar. Korkma bizi bulacaklar!”
*
Bugün hafta sonu ya, yine günü kurtaralım, bir fıkra ile haftayı kapatalım istedik. Kusura bakmayın, her gün ciddi yazı olmuyor.
Eee, her gün de kabak dolması yenmez ki birader.