2017-10-01 16:43:46

Baş üstüne albayım, ben de baş çavuştum!

Editör

01 Ekim 2017, 16:43

  

Genç yaşta emekli olan albay, evde sürekli oturmaktan, hanımı ile ağız dalaşına girmekten sıkılınca, bakkalına gider. “Sana ayda 200 lira vereyim, bunun karşılığında seni her gün denetleyeyim!” der.

Teklifi cazip bulan mahalle bakkalı, hem para kazanacağını, hem de deneyimli bir albayın uyarısını, yardımını alacağını düşünerek bu kazançlı teklifi hemen kabul eder.

Emekli albay, ertesi günü sabahın erken saatinde bakkal dükkânına gelir ve akşam mesai sonuna kadar dükkânı denetlemeye başlar.

Bakkal bir gün bile geçmeden denetimden sıkılır, baş edemez hale gelir, nihayetinde dayanamaz ve; “Albayım, al 200 liranı, ben bu işten vazgeçtim!” diyerek anlaşmayı bozar.

Emekli albay, manav, kasap, kırtasiyeci derken tüm esnafa aynı teklifte bulunur. Ancak bir süre sonra hepsi denetimden sıkıldığından, anlaşmalar birkaç gün sürse de bozulur.

Son olarak gittiği manifaturacı ile yıldızları barışır, nasıl olduysa olur, denetim işi aylarca sürer ve çok da iyi anlaşırlar.

Manifaturacı, albayın her isteğini ‘baş üstüne’ diyerek yerine getirir. Olanlara bir anlam veremeyen albay;  “Yahu arkadaş, bütün mahalle esnafı denetimden sıkıldı, anlaşamadık. Oysa seninle gayet iyi anlaşıyoruz, çalışıyoruz. Nitekim bu başarımızın sana göre sırrı ne?” der.

Manifaturacı hazır ola geçip, “Albayım, ben de emekli baş çavuşum” cevabını verir.

*

Günümüzde herkes kendini kurnaz yerine koyuyor. Başkaları sersem, ahmak, bir şey bilmez, anlamaz ve dangalak onun gözünde.

Siyasette de öyle, ben daha iyi bilirim, ben daha iyi düşünürüm, ben herkesten daha iyi proje üretirim, ban daha çok akıllıyım… Mantık bu…

Akıl akıldan üstündür diyenlerin mutlaka bir bildikleri vardır.

Başkalarının aklına ihtiyacı olmadığını sananlar, kendilerini zeki, kurnaz yerine koyup, başkalarını ahmak ve salak yerine koyanlara karşı her zaman kaybetmişlerdir.

Örnek isterseniz, çevrenize bir bakın! 

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.