Biz millet olarak başkalarının gazına gelmeyi severiz. Hele gazeteci ise, hele siyasetçi ise, hele sivil toplum kuruluşun kanaat önderi ise, hele pohpohlanmayı seven işadamı ise bir gaz ver, tut tutabilirsen, İstanbul’a kadar gider!
*
Bırakın başkalarının sizi bir yere getirme şeytanlığını, kurnazlığını. Kelin merhemi olsa önce kendi kafasına sürermiş, onlar önce kendi koltuklarını korusunlar, yeter!
Kendiniz olun.
Kendi aklınızla, kendi iradenizle karar verin, kendi geleceğinizi kendiniz tayin edin.
Başkalarının arkasına sığınmayın.
Başkalarının ‘hadi koçum, seninleyim, gittiği yere kadar yanındayım!’ laflarına inanmayın!
Başkalarının kucağına oturup, sizi peçete gibi silip atmalarına izin vermeyin, göz yummayın.
O tuzağa düşmeyin!
*
Bütün bunları neden yazdım?
Malum, önümüzde bir mahalli seçim var. 7 ay sonra falan.
Sizi kullanacaklar, size bazı vaadlerde bulunup, aslında defterinizi dürecekler, aslında sizi bitirmek için zemin hazırlayacaklar, siyasi hayatınızı bertaraf etmek için düne kadar kin besleyenler, bugün yılışarak, dostmuş gibi görünerek, yardım edecek sandığınız kimseler, aslında samimi değiller.
Farkında değil misiniz?
Görmüyor musunuz?
Hissetmiyor musunuz?
Algılamıyor musunuz?
Dikkat etmiyor musunuz?
*
koltuk güzel, makam anlamlı, ‘başkanım’ kelimesi hoşunuza gider belki ama itibarınız, toplum huzurunda olur raporu olan insani yanınız sıfıra inecek başkalarının kayağına binerseniz!
Haydi aklınız başınızda değil. Çevrenizdekilerin dost uyarılarına, ikna edici bakışlarına da mı gözünüzü kapattığınız gibi yüreğinizi de kapattınız, hı?
Akıl yok başta, ne işin var Maraş’ta?
Bak, şimdiden uyarıyorum seni. Mehmet Akif’in dediği gibi, gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövme, dostlarını kırma, incitme, kandırma, aldatma, yarı yolda bırakma! Seni sevenleri, sana inananları, sana güvenenleri elinin tersiyle itme!
Dikkat et, akıllı ol, kendin ol, başkalarının yalan ve içi boş vaadlerine inanıp kayıklarına bineceğine, bırak koltuğu moltuğu, bırak etiketi kimliği, git imamın kayığına bin daha iyi.
Hiç olmazsa onuru ile yaşadı derler!