Ekranda seyrederken, baktım, farklı bir mekan. Stüdyo desen değil, bir park, bir yeşil alan ya da, belki de Kale...
Bakıyorum, kafa yoruyorum, bir türlü altından kalkamadım. “ya ben şehrimi tanımıyorum, ya da yeni bir mekan açıldı, henüz görmedim, burası neresi?”
Olmadı, bulamadım, çıkartamadım.
Meğerse Aksu Televizyonu stüdyosu imiş canlı yayının yapıldığı yer.
Onu da televizyonumuzun sevgili genel müdürü Cüneyt Beyit söyleyince öğrendim, merakım da giderilmiş oldu.
*
İnanmak güçtü. Bir kere dekor, ortaya konana mizansen mükemmel olunca, ve de ilk kez böyle özel bir stüdyo dizaynı ile karşı karşıya gelince, bizim hayret etmemiz, şaşırmamız da doğaldı.
Dekoru bir yana bıraktım da şimdi, yalnız Belediye Başkanımız sayın Poyraz’ın açıklamaları beni çok tatmin etmedi.
Söyledikleri, buzdolabı resminin altına buzdolabı yazmak gibi bir şeydi.
Bildik, duyduk şeyleri tekrarladı.
Bir şarkının nakaratı gibiydi anlattıkları.
Yazdığımız, okuduğumuz, duyduğumuz hizmetler, yapılanlar, yapılacaklar…
*
Ama her şeye rağmen, sayın Poyraz performansından bir şey kaybetmemiş. Ekrana hakimdi, neredeyse Mesut’a bile söz hakkı tanımayan dolu dolu ifadelerle kendini, kurumunu anlatırken keyifliydi.
Programı hazırlayıp sunan, son senelerin en başarılı gazetecisi, moderatörü sevgili Mesut Tuğrul’un biraz da halkın merak ettiği soruları sormasını beklerdim. Bu soruların ne olduğunu burada söyleyecek değilim.
Başka, farklı şeylerden soru sormasını bekledim.
*
Kim ne derse desin, bu kuşku götürmez bir gerçek, sevgili Mesut Tuğrul donanımlı bir gazeteci. Ekrana hakim, meselelere de öyle. Biraz sıkıştırmasını istedim, onu bekledim.
Ancak sayın Poyraz, bir on yılın değerlendirmesini yapınca, belki de soracağı sorulara vakit kalmadı diye düşündüm.
Aslında bizim bilmediğimiz, duymadığımız bazı meseleler vardı, bakın açık yüreklilikle söylüyorum, sayın Poyraz onlara da açıklık getirmiş oldu.
*
Sayın Poyraz’ın anlattıkları beni pek sarmasa da, yeniden başa dönecek olursam, çok zor inandığım dekor olayı beni etkiledi.
Aksu televizyonu bir ilke daha imza atmıştı.
Bunu başaran da acar, yetenekli ve yakışıklı genel müdürleri sayın Cüneyt Beyit oldu.
Özel stüdyo ile, bir yeniliğe, ilke imza attı, herkesi şaşırttı, harika şeyler yapmaya başladığı günden bu yana, hem televizyonun çıtasını yükseltti, hem de yeniliklere açık olduğunu ortaya koydu.