Herkesin iyi niyetine diyecek sözümüz yok.
Sadece bir itirazımız var, hem belediyede çalışıp, hem de mahalle muhtarlığına soyunmak neyin nesi. Bırakın, herkes ya muhtarlığını yapsın, ya belediyede çalışsın. Diyeceksiniz ki, ‘Kardeşim adama muhtar seçilemedi, kazanamadı, ne yapacak, aç-açıkta mı kalacak!”
Kimse açıkta kalmasın. Seçimi kazandı ise, muhtar oldu ise, belediyedeki görevinden istifa etmeli.
Şu sebepten…
*
Bazıları belediyede çalışırken muhtarlığa hevesleniyorlar.
Belediyelerin imkânlarını kullanıyorlar.
Belediyelerin adını kullanıyorlar.
Vatandaş da zannediyor ki, muhtar belediyede çalıştığı halde muhtar seçilince mahallesi abad olacak.
Yahu, mahalleyi abad eden, iyileştiren o ilçenin belediye başkanları. Ya da büyükşehir belediyesi.
Muhtar proje üretse de, bunu ilçenin başkanına götürür, önerisini sunar.
Tabi bütün bunlar para ile olacak.
*
Diyelim hem belediyede çalışıyor, hem mahalle muhtarı. Tabi silahı da olacak. Ki bazılarının aklı silah kullanmakta. Hava atacaklar, ‘bak silahım var!’ diye.
İki geliri olacak.
Vatandaş işsizlikten kıvranırken, hem belediyede ç alışıp hem de mahalle muhtarı almak, etik değil, ahlaki hiç değil. Kendi özel işi varsa, sanayide, çarşıda, mahallede her neyse, amenna. Ama belediyesi araç olarak kullanıp, mahalle sakinlerinin aklını çelme kurnazlığı bitmeli.
*
Birkaç gün önce, Trabzon bulvarında bir muhtarın afişine rastladım. ‘Efsane muhtar’a çıkmış adı. Bu yaşıma geldim, ilk kez bir efsane muhtar adayı ile karşılaştım. Kariyerini, vizyonunu bilmediğim için gülüp geçtim. Ama belirtmem gerek, muhtarlık popüler hale geldi. Maaşı ile silahı ile, havası-çalım çehresi ile de… Aslında belediye başkanlarının sağ kolu, yerel yönetimlerin en küçük birimi olan muhtarlık müessesesi, itibarlı bir müessese. Ama layık olanlara verilmeli, teslim edilmeli.
Yani ehline…