Tabi ki sayın Erdoğan’ın temposuna ayak uydurmak zor. Ama kim yoruldum diyor ki.
Unutmayın, siyasetçi akşam ölür, sabah dirilir. Şimdiye kadar hiçbir siyasetçinin, tabi buna belediye başkanları da dahil; “Yoruldum, öldüm, bittim, artık çekilmek istiyorum, benden bu kadar!” dediğini duydunuz mu?
Demeyenlerin sonunu biliyorsunuz, tasfiye…
Eh, uyarılara, tembihlere, açık çeklere rağmen gitmiyorsan, tasfiyen kaçınılmaz aziz dostum!
Bulunmaz Bursa kumaşı değilsin.
*
Tabi partiye kırgın olanlar da var. Zamanında emeğini, alın terini, zamanını, maddi-manevi imkânlarını seferber etmiş kimseler, bugün dışarıdalar. 18 kişilik kadroda bile yoklar, bırakın yedekte kalmayı. Teşkilatlarda görev almış, ter dökmüş, efor harcamış, kimseler çok.
Metal yorgunluk ve yorgun aramak yerine, kırgın olanları tekrar kazanmak daha evla diye düşünürken, örneğin Kahramanmaraş’tan örnek veriyorum, çok sayıda arkadaşımız var.
İstirahat ettikleri yeter!
Bekleme odasında bekledikleri yeter.
Dinlendikleri yeter!
Artık bu vefakâr insanları, gerçek partilileri sahaya sürmenin zamanı geldi. Onları dışlamadan, göz ardı etmeden, itibarsızlaştırmadan, yeniden kazanmak, herkesin ve özellikle ülkemizin, Kahramanmaraş’ın yararına olacaktır.
Ha, son kullanma tarihi gelenler derseniz, ona söyleyecek kelime bulamam!
*
Ben örneğin… Yaş 70, iş bitmiş mi, yorum okura ait de, itiraf ediyorum; ben yorulmadım, çekilmiyorum!