Çinli boyacı; “3 milyona boyarım” demiş.
Fransız boyacı; “5 milyondan aşağısı kurtarmaz” demiş.
Alman boyacı rakamı biraz yukarı fırlatmış ve; “7 milyona bu işi yaparım” demiş.
Teklif verenler içinde bizim Kayserili de var. Hani şu anasını boyayıp babasına satan adamların memleketinden. O da; “On milyona yaparım, o da senin hatırın için” demiş.
Tabi teklifler, rakamlar çok farklı. Trump şaşırmış. Önce ilk teklifi veren Çinli’ye; “Anlat bakalım, neden 3 milyon teklif ettin?”
Çinli; “Bunun 1 milyonu boyaya gidecek, 1 milyonu da işçilik, kalan 1 milyon da bana, o da benim kazancım olacak!”
Trump Fransız boyacıya sormuş; ”Söyle bakalım, 5 milyon teklif vermişsin, neden?”
Fransız; “2 milyon boyaya gider, çünkü benim boya kaliteli, sarayda uzun süre kalacak cinsten. 2 milyonu da işçiliğe gider, kalanı da bana” cevabını vermiş.
Bu kez Alman’a dönmüş Trump; ondan da benzer cevabı almış.
Sıra gelmiş bizim Kayserili’ye… Rakam uçuk. Trump’un dikkatini çekmiş rakamın büyük oluşu. Sormuş; “Sen söyle bakalım, en büyük fiyatı veren sensin. Neden 10 milyon?”
Uyanık Kayserili cevabını hazırlamış zaten; “4 milyonunu sana veririm, 3 milyonu bana kalır, 3 milyona da boyayı Çinli’ye yaptırırım”
Bu pazarlık Trump’un hoşuna gitmiş, “Haklısın, iş senin” demiş.