Aslında bu tiplere müteahhit demek, işinin ehli, dürüst ve vizyon sahibi müteahhitlere hakaret olur ama ne yapayım, böyle çapsızların, sahtekarların, düzenbazların da mesleki adı müteahhitliğe çıkmış.
Kentsel dönüşüm icat olduktan sonra, memleket bir kentsel dönüşüm uzmanı ve müteahhit furyası kapladı. Bakkal dükkanı açılır gibi inşaat firmaları açıldı. Hoş günümüzde bakkal da kalmadı ya, sözün gelişi işte.
*
Geçenlerde Elbistan’a gitmiştim. Bir partinin seçim bürosu açılışına. Baktım, milletvekili adayı etrafına doluşmuş, mağdurlar, faizcilerin eline düşmüş garibanlar, bizden medet ummaya başladılar.
Şunu söyledim o kalabalıkta sözde mağdur kesime, ‘Bakıyorum hepiniz de aklı başında insanlarsınız, çoluk çocuk değilsiniz. Neden araştırmadan, incelemeden, soruşturmadan balıklama dalıyorsunuz. Kavun karpuz alırken kırk yerini mıncıklıyorsunuz, ev sahibi olmak için para verdiğiniz sözde müteahhitleri, kentsel dönüşüm uzmanlarını sorup soruşturmuyorsunuz!’
Hak verdiler ama yapacak bir şey yok, bir kere tefecilerin, sahtekârların eline düşmüşler.
*
Bu ve benzeri madrabazlıklarla karşılaşmış çok insan geldi büromuza, sağda solda çok da hikâyeler dinledim. Bir daireyi, bir dükkânı bir-iki değil, üç kişiye satan müteahhitler türedi bu şehirde. Ha, başka şehirdekiler peygamber torunu mu, tabi ki değil de, insanların umutlarını, geleceklerini çalan fırsatçılara, sahtekârlara birileri dur demeli.
Bakkal dükkanı açarken kırk yere kayıt oluyorsun, kırk yere imza atıyorsun, ancak bir kıçı kırık müteahhitlik için bir yaptırım, bir kriter yok.
Sonra da ezenlerle ezilenlerin yoğunlaştığı ortam çıkıyor karşımıza.