2012-07-11 10:26:33

Bir ot attım vızıladı, yarelerim sızıladı

Editör

11 Temmuz 2012, 10:26

Deveyi yar’dan yuvarlayan bir tutam ot’tur da, fil devirene ot’u ilk kez duydum desem,  inanmayacaksınız ki öyle…

Çok duydum, lakin kullanmadığım için önemsemedim.

Ot atanlara bir şey diyemem. Özel alışkanlığı, keyif alıyorsa,  rahatlıyorsa, verdiği zararı da idrakte zorluk çekmiyorsa,  kendi tercihi, kendi özeli.

Kimsenin karışmak gibi lüksü yok.

Sigara zararlı diyorlar ki, amenna… Yasak yok… Madem bu kadar üzerine gidiyorsunuz, sigara üreten fabrikaları kapatır, ithal sigaraları yurda sokmazsınız, olur biter.

Ama devlet kendi eliyle vatandaşı zehirliyor, geliyorum diyen tehlike çemberine itiveriyor vatandaşı.

*

Zararlı mı, yoksa kullananlar keyif alıyor mu, bilemem.

Ancak valiliğin ve emniyetin ot kullanılmamasına ilişkin başlattığı kampanya nasıl ilgi gördü, kimler tepki verdi bilmiyorum ama, dikkat ediyorum, sigara içmeyen insanlarda ot kullanımı yaygın.

Herkesin özel hayatı, kullan ya da kullanma deme lüksümüz yok.

Zararlı ise, tamamen satılmasını, yaygınlaşmasını ve imalatını yasaklarsın, olur biter.

Yukarıda da dedim ya, devlet sigaraya karşı kampanya yürütüyor, ama sigara fabrikaları cayır cayır sigara üretiyor.

Yasakla, kaldır o zaman…

*

Lakin sigara kadar ot da zararlı mı, zararlı…

Eskiden ot atanlar, cardın eti yemiş gibi kaldırımda, caddede, ulu orta yerde balgam tükürürler, insanların midesini bulandırırlardı.

Bugün, ot kullansa da, atsa da, medenice peçeteye alıp çöp kutusuna koymak,  adam gibi, kimseye göstermeden, insanların midesini bulandırmadan kaldırıp müsait bir yere bırakanlar çoğaldı ki, bu da insanların daha duyarlı olduğunun bir göstergesi.

Buna rağmen, kullandığı halde (hanzolar, magandalar, davarlar, öküzler) uygunsuz zaman ve zeminde yollara, yerlere tükürenler, insanlarda mide bırakmayanlar karşısında, emniyetin ot kullanımını azaltmak, engellemek adına bastırdığı broşürü de olumlu karşıladım.

Emniyet müdürümüz sayın Mustafa Aydın’ı tebrik ediyorum.

*

Yanlış anlaşılmasın, kimsenin otuna, alışkanlığını laf söylemek haddimiz değil.

Kullandığı halde toplum ve insan sağlığını ve varlığını hiçe sayanlara sözümüz.

*

NOT: Belediyenin yazarlık atölyesine ilişkin yazıma kursiyerlerden biri e.mail göndermiş. Daha bacak kadar çocuk, haddini aşan cümlelerle bize adamlık, insanlık ve gazetecilik dersi vermeye kalkışmış. Boyundan büyük işlere soyunmuş yani.

Ve işin garip yanı, bir ayda yazar oluvermiş başıma.

Edepsizleşmiş, zıvanadan çıkmış cümlelerle demediğini bırakmamış.

Bu arada, Bekir Doğan’a da sallamış.

Kendini dev aynasında gören bu bacak kadar döl, bize olsa yine iye, okurlarıma da hakaret etmiş, onlara bir ana avrat dümdüz küfretmediği kalmış.

Terbiyesiz.

Haddine ise, kendinden bu kadar eminsen, büroma gelirsin, tartışırız, “Abi yazmışsın ama, şurada şu eksiğin var, düzeltirsen iyi olur!” dese, başımın üstünde yeri var.

 

 

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.