MHP lideri sayın Devlet Bahçeli ve Kahramanmaraş teşkilatına ilişkin kişisel düşüncelerimizi sizlerle paylaşınca, bazı arkadaşlarımız aba altından bize sopa göstermeye kalkışmışlar.
Biz içimizden, aklımızdan geçenleri yazıyoruz. Öyle ısmarlama, sipariş üzerine yazı yok bizde. ' O patronuna söyle, bir daha bizim aleyhimize yazı yazamasın!' demek de ne oluyor.
Kimse bize üst perdeden akıl veremez.
Kaldı ki, herkesin aklı kendine. Biz eleştirirken, belden aşağı vurmuyoruz, hakaret etmiyoruz, küfür kâfir içinde değiliz. Bir basın mensubu olarak eleştiri hakkımızı kullanarak, partinin atağa geçmesi, oy yüzdesini artırabilmesi, çıtayı yüksek tutabilmesi için olacakları, yaşanacak olan muhtemel hadiseleri ve insanları gündeme taşıyoruz.
Mehmet Fiskeci'yi tehdit etseniz ne yazar, etmeseniz Gönül Yazar...
Hatırım kalır valla!
*
Bu meselede son sözümü söyleyecek olursam, AK Partinin ümidi, umudu, cankurtaran simidi, güvencesi ve arka bahçesi haline gelen sayın Devlet Bahçeli, partinin başından gitmediği sürece, MHP ilk seçimde baraj altında kalır, aha onu da şuraya yazın!
Kahramanmaraş teşkilatı görevden alınmış, alınmamış çok da umurumda değil zaten. Benim derdim, zaten küçülmüş, bir avuç kalmış partiliyi partide tutmak.
Yoksa İl Başkanı sayın Süleyman Öner’i de çok severim, o ayrı mesele…
*
Laf yarım kaldı, paralel örgüte yardım ve yataklıktan kim şüpheleri üzerine çekse, kim maliye ve polis baskısını sezinlese, kim başına bir hal geleceğini tahmin etse, hemen yüz seksen derece dönüşler başlıyor.
'Vallahi de billahi de benim paralel yapı ile bir alakama yok, olmadı, olamaz da...'
Tamamda şekerim, kimse sana paralele yapı ile ilgin, bağlantın var demedi ki. Sen niye durduk yerde açıklama yapıyorsun, kendini ele veriyorsun.
Kim bu meselede şimşekleri ve şüpheleri üzerine çekse, hedef haline getirilmek istense, moda oldu ya, 'Bizim cemaatle, memaatle alakamız yok. Bizi kandırdılar, bizi kullandılar' diye açıklama geliyor sağdan soldan. Can havliyle...
Hani, atalarımızın dediği gibi, canı yanan eşşek attan hızlı koşarmış ya o hesap, hemen saf ve güzergâh değiştirip temize çıkma çalışma gayret ve telaşları, bakalım onları kurtaracak mı?
Yiyen olursa tabi...
Vallahi onu bunu bilmem de, bu pirinç daha çok su çekeceğe benziyor.
NOT: 2 günlük İstanbul seyahatine çıkıyorum. Hakkınızı helal edersiniz artık!