Havalar ısındı, seçimlere 50 gün kaldı ya… Can eriği de çıktı, kavun karpuz da pazara indi, yakında üzüm de düşer pazar kasalarına, hadi afiyet olsun da…
Bugün siyaseten hareketli gün. Gerek iktidar AK Parti, gerekse muhalefetin en güçlü ayağı MHP’de aday tanıtımları var.
Arkasından seçim bürosu önünde toplanmalar, şovlar, davullu zurnalı gösteriler, kalabalıklar…
Adaylar konvoyla bilmem nerelerde karşılanacaklar.
Şölen havasında, düğün-bayram havasında geçeceğini söylüyorlar. Gülümsemeler, sırıtmalar, ‘teşekkür ederim’ mırıldanmaları, ‘sağ olun, var olun’ karşılıkları, partilerin temsilcilerinin yüzünde açan çiçekler!
Gülücükler… Öpücükler…
Takiben de kültür merkezlerinde aday tanıtımı, takiben seçim bürosuna hareket. Bakalım en büyük kalabalığı kim sağlayacak, bakalım en büyük gövde gösterisini kim gerçekleştirecek, bakalım en büyük konvoy kimin olacak.
*
Bir milletvekili adayı, ismi ve partisi lazım değil mesaj çekmiş. Mümkünse özel arabamızla gitmeliymişiz karşılamaya. Ta nereye…
Olur canım.
Başka emrin var mı?
Sen gazın, benzinin kaça fırladığını biliyor musun?
O arabamın deposunu baban mı dolduruyor, yoksa örtülü ödenekten sen de mi istifade ediyorsun da, depoya 2 litre benzin koyacaksın?
İnsan utanır bunu yazmaya, duyurmaya!
Tamam, davet et, canımı ye, başa göz üstüne de. ‘özel araba ile gelirseniz sevinirim’ deme.
Sanki babalarının uşağı var, sanki kendilerinin emir eriyiz?
Saygısızlar…