Oluyormuş. Ben desem, (istemeyenin gözü kör olsun, ciğeri ağzından, Rusya’dan ölüsü gelsin!) yazacak olsam, ‘Bak, ulan bu da satılmış, bu da elden çıkmış, zaten yalakanın tekiydi, kraldan çok kralcı kesilmeye başladı” diyeceğinizi bildiğim için bu meseleye ilişkin düşüncemi açıklamazsam, çatlar ölürüm!
Büyükşehir statüsüne kavuştuğumuzda, beldeler tarihin derinliklerine gömüldüğünde, ilçeler nüfus olarak büyüdüğünde, ana kentin bütçesi arttığında, Elbistan’ın imar durumu ana kentin belediyesinde tartışıldığında, beldeler muhtarlığa dönüştüğünde, (bazı belde belediye başkanları var ki, bırakın başkanlığı, kendi köylerinde muhtar bile seçilemezler ya, neyse…) ana kent belediye başkanlarının ateşten gömlek giyebileceğini, ilçelerin bile bazı yetkilerinin ellerinden alınacağını, özel idaresi ile il genel meclislerinin kaldırılarak, yetkilerinin ana kent belediyesine aktarılacağını yazdık, konuştuk sağda solda.
Herhalde daha seçime kadar çok yazar, konuşuruz. Başka konu mu var sanki.
Gerçi, o vakte kadar köprülerin altından çok sular akar ya, neyse…
*
15 Ekim tarihinde, Hürriyet Gazetesi vergi uzmanı Şükrü Kızılot’ın yazdıklarına bakılırsa, büyükşehir belediye sınırları ve mücavir alanları içinde, emlak vergisi yüzde 100 artırımlı olarak uygulanacak.
Köyler de buna dâhil.
Konutlarda, arsalarda, tapuda harçlar artacakmış.
Allah evi, işyeri, arsası olana yardım etsin!
Gazetenin yazdıklarına bakılırsa, durum bizim ilçe ve belde belediye başkanlarının düşündüklerinin, söylediklerinin, ya da yazdırdıklarının aksine, hiç de iç açıcı değilmiş.
Ciddi sorunlar yaşanacakmış.
Karmaşa için davetiye çıkarılıyormuş.
Yerel kültür yok olacakmış.
Hizmette aksamalar olacakmış.
İmar affına kapı açılıyormuş.
Yerel çöküşe sürükleniyormuşuz.
Esnafa soğuk duş etkisi yapacakmış.
Bir sürü mış, miş, muş falan fıstık.
*
Lakin bir ulusal gazetemizin Kahramanmaraş için çıkarttığı ek’e baktım, maşallah ana kentte yerel yönetim ve yerel siyaset yapanlar dâhil, ilçe ve belde belediye başkanları öyle müthiş açıklamalarda bulunmuşlar, büyükşehir için öyle yanıp tutuşmuşlar, sabırsızlanmışlar ki, gören görmeyen de uzaydan gelecekler sanır.
Gazetenin ek’inden çıkan ortak kanaat şu;
Büyükşehir, Kahramanmaraş için kazanım olacak!
Çünkü gazete kiminle röportaj-haber yaptıysa, bir Allah’ın kulu çıkıp da karşıt açıklamada bulunmamış, aksine savundukça savunmuş. Biliyorum, çoğunun içi kan ağlıyor. İstemiyorlar Büyükşehiri, müyükşehiri… Ama itiraz edecek güçleri, cesaretleri yok, he diyorlar, hı diyorlar, ha diyorlar, evet diyorlar, okey diyorlar, yes diyorlar, ya diyorlar… La diyen yok!
Koltuk altlarından kayacak, imparatorluk bitecek, ona yanıyorlar ama, dedim ya, çıkıp isyan etmeye, yüksek sesle konuşmaya, haykırmaya cesaretler, yürekleri yok.
Adem Yıldız bile…
Biliyorsunuz, düne kadar DYP ve DP çatısı altında siyaset yaptı, partisini değiştirmedi bugüne kadar. Röportajda sormuşlar, “AK Parti çatısı altında siyaseti düşünür müsün?” şeklinde. Sevgili Yıldız da yeşil ışık yakmış.
Her zaman dediğimiz şu, beldeler içinde, güneyde Osman Okumuş, kuzeyde Adem Yıldız var, diye… Her açıdan farklı, gayretli, başarılı isimler. Ciddi, otoriter, hizmet erbabı…
Şunu da ima etme değil, açık açık söylemiş sevgili Adem Yıldız, Afşin belediye başkanlığına oynuyor…
Açık ve net…
Yörede, beldeler içinde marka haline gelmiş, hizmet kalitesiyle bir numara haline gelmişi olan Osman Okumuş da Türkoğlu ilçesi için düşünüyor.
Tabi tercih ve teveccüh önce kamuoyunun, halkın, sonra teşkilatın, son olarak Ankara’nın…
Bana kalsa, hemen okey derim.
Yazı uzadı, isterseniz devamını sonraya bırakalım.
NOT: Büyükşehir olursak, (olduk ya, daha ne istiyorsunuz Allah’tan) Maraş mı ihya olur, bazıları mı, bunu birkaç gün sonraya bırakıyoruz.