Gitti gidiyor demem ondan.
Egosunu yüksek tutan daire başkanları… Müdürler.
Altlarında makam aracı, tuvalete bile giderken devletin, senin benim paramla kiralanan araçlarla gezmelere, tatillere gidenler. Çocuklarını okula, eşlerini kuaföre kendilerine tahsis edilen araçlarla getirip götürenler…
Kendini amir yerine koyanlar.
Hepsi gidiyor.
*
Diksiyonu düzgün insan sayın Hayrettin Güngör. Kapım açık olacak dedi, ulaşılabilecek başkan olacağım dedi, istişareye değindi ve ‘hayırlı olsun!’ ziyaretlerini ve kabullerini kısa tutup, bir an önce işe başlayacağını çünkü kendisini bekleyen sorunların olduğunu ve beklentinin de yüksek olduğunu belirtmeden geçemez iken, sanıyorum kendisini karşılamaya gelenlerin birçoğu sıkıntılıydı.
Kalacak mıyım, gidecek miyim?
Altımdaki makam aracı kalır mı, alırlar mı?
Forsum binbeşyüz iken düşer mi?
Makam aracım alınırsa, geliş gidiş saatlerim ayarlanırsa, aileme, çevreme attığım fors, hava bitebilir mi?
*
Şimdi birçoğu bunları düşünüyor.
Düşünsünler.
İsraf had derecede idi. Aşırı hem de…
Ve avantadan maaş alanlar, yani ATM memurları dediğimizi asalaklar, sülükler. Senin benim paramı harcayarak siyasetçi geçinenler.
Ve hem belediyede çalışıp, hem de muhtarlıktan maaş alanlar.
Ne olacak onların hali… Bir düzenleme getirilmeli. Ya muhtarlığını yapmalı, ya belediyede çalışmalı. Belediyenin imkânlarını, havasını ve forsunu kullanıp muhtarlık yapmak etik değil.
*
İnancım odur ki, sayın Hayrettin Güngör, şu son 4-5 günde bütün bunları kafasından, aklından geçirmiş ve çözümlerini bulmuştur.
İlk icraatı KASKİ’ye deneyimli bir ismi getirmesi.
Dileriz başarılı olur, başarılı olması için de biz dua ederiz. Bize düşen, ona destek olmak, yardımcı olmak.
Allah rast getire!