Çay dediğin şöyle yıkanarak demlenecek, bekleyecek, çay dibine çökene kadar. Sonra da keyifle içerken, çay içtiğinin farkına varıp, bir oh çekeceksin.
Sallama çayın ne rengi, ne kokusu, ne de damakta bıraktığı tadı var. Adı var mı, var… İçene afiyet olsun ve eyvallah!
Ama adam öyle değil. Duruşundan etkilenecek insanlar. Söylediklerinden ders ve ibret alıp, sözü dinlenecek adamlar sınıfının en ön sırasında oturandır adamın hası.
Gülümsemesini bilen, sırıtarak, pişmiş kelle gibi oynaşarak değil, ciddi yaklaşarak insanlarını, dostlarını, arkadaşlarını seçerken seçici olacak. Kabak ve baldırcan seçer gibi seçmeyecek arkadaşlarını, dava dostlarını.
*
Adam dediğin mert olacak, özü sözü bir olacak, dansöz gibi kıvırmayacak, arkadaşını satmayıp, düşse bile sahip çıkacak.
Bir tekme de kendisi vurmak yerine, elinden tutup kaldıracak.
Arkasından konuşmayacak. Sırtından hançerlemeyecek, yoluna mayın döşemeyecek. Tekerine çomak sokmayıp, yürürken önüne çakıl taşları ve cıncık parçaları sermeyecek.
Böyle birini tanıyorsanız, adamın hasıdır o, sahip çıkın, destek olun ve sakın bırakmayın.
Çünkü böyle insanlara ihtiyacımız var. İster siyasetçi, ister işadamı, ister gazeteci, ister bilmeme ne…
Varsa, kıymetini bilin!
Çünkü yukarıda özelliklerini sıraladıklarımın nesli tükendi de ondan yazdım.