Herhalde canım, madem aynı partideniz, madem aynı çatının altındayız, madem aynı geminin içindeyiz, ne demek destek vermek, dükkân senin.
Söylüyorum…
Neden söylüyorum, kendimi büyükşehir belediye başkan adayı yerine koydum ya, temsil… Örneğin yani…
Gelene yeşili ışık yakıyorum!
Kapımı çalana, benden destek isteyene, “Sana destek vermeyeceğim de kime vereceğim. Tamam falan ilçeye adayım sensin!” diyerek gönderiyorum. Seviniyor.
Herkese pembe gülücük dağıtıyorum. Eh, seçim üzeri başka bir şey dağıtacak halimiz yok. Pembe gülücük dağıtmanın masrafı da yok, zahmetsiz de üstelik. Sonra başkanlık da dediğin nedir ki, verdim gitti…
*
Gelenlerin kariyerine, profiline bakıyorum, kriterleri şöyle bir masaya koyuyorum iki dakika içinde, notumu ve kararımı veriyorum.
Hayırlı olsun!
Dulkadiroğlu için geldiler örneğin…
Takiben Onikişubat için…
Sonra diğer ilçeler…
Kuşkusuz aday adaylarının hepsi de yetenekli kimseler. Kendilerine güvenen, hizmet edeceklerine inanılan aday adayları…
Her cebime 7-8 aday adayı koyuyorum.
İstediklerinde vermek için.
*
Ceket, gömlek ve pantolon…
Her cebimde en az 7-8 başkan aday adayı var ya…
Gömleğimin döş cebine koyduklarımı ayrı tutuyorum. Garantili onlar.
Pantolonumun arka ceplerine koyduklarımın vay haline!