Bayramdan çıktık, ramazan geride kalmış olsa da, rehaveti bitmedi. Kimisi tatilden döndü, kimisi bayramı ve kalan günlerini bağ evinde, akrabalarının yanında ve başka şehirlerde geçirirken, ramazan da olsa, bayrama da olsa, hayat devam ediyor.
Ve sizler, bizler, hepimiz yeniden işimizin başındayız.
İşte bir fıkra daha… Bayram sonrası, tatili arkası iyi gelecek.
*
Adam 85 yaşında, hastanede doğumhanenin kapısı önünde beklemekte. Doğumhaneden çıkan doktor şöyle bir bakındıktan sonra yaşlı adama sorar: ‘İçerde doğum yapan bayan yakınınız mı?’
Yaşlı adam, ‘Evet, eşim…’ cevabını verir.
Doktor şaşırır, hayret eder. ‘Ama doğum yapan bayan daha 25 yaşında!’
‘Tamam işte, eşim o… Niye şaşırdınız, baba olamaz mıyım yani?’
Doktor dedesini örnek gösterir; ‘Yooo, aklıma benim dedem geldi de…’
Yaşlı adam meraklanır bu kez; ‘Nesi varmış dedenizin?’ diye sorar.
Doktor anlatmaya başladı.
‘Kendisi av meraklısıydı. Sürekli ava çıkardı ancak yaşlanınca zorlanmaya başladı. Bir gün ava çıkacakken, kendisini uyardık, aman yapma dedeciğim, sen yaşlandın, ava gidemezsin diye… Kendisi ısrar etti ve hazırlandı. Eeee, tabi yaşlılık, çıkarken tüfek yerine bastonunu aldı eline. Ben de kendisiyle gittim, ormanda bayağı yol almış iken bir geyik gördük. Dedim ya, dedem yaşlı. Bastonu omuzuna koydu, doğrulttu ve geyiğe bastonla ateş etti. Geyik o anda vurulup yere düştü…’
Yaşlı adam doktoru dinledikten sonra, ‘Hiç öyle şey olur mu, başkası vurmuştur onu…’ diye açıklama getirdi.
Doktor hınzır hınzır gülümsedi; ‘Ben de onu anlatmaya çalışıyorum zaten…’ dedi.
*
Kusura bakmayın, bayramdan sonra ancak bu kadar.
Siz şeker ikramı yerine sayarsanız fena olmaz.