2014-06-14 09:34:19

Diş Hastanesi, Şule Zülkadiroğlu, iddia ve itham dolu vatandaş mektubuna cevap!

Editör

14 Haziran 2014, 09:34

Hafta içinde, bir vatandaştan gelen şikayet mektubunu, “vatandaşın dişi ağrırsa ne yapar, nereye gider!” başlığı ile sizlere duyurmuş,  yorum yapmıştık.

Bizler, vatandaştan gelen her şikâyeti ihbar kabul edip, ilgililerini dikkatini çekmek, kurumların kendisine çeki düzen vermesini sağlamak adına, bu kamu görevini yerine getirirken, bazen işletildiğimiz olur, bazen tongaya düşürüldüğümüz olur, bazen de kullanıldığımız çok olur.

Tabi bize şikâyet mektubu gönderen herkesin bir hesabı var. Kimisi haklı olduğu için, mağdur duruma düştüğü için, ezildiği ve hor görüldüğü için tutar derdini basın mensubu aracılığı ile kamuoyuna duyurur.

Çoğu zaman da amaçlarına ulaşırlar.

 

Ancak…

Hangi kurumda olursa olsun, devletten maaş olan ya da özelde çalışan her kim ise, aldığı maaşı hak ettirmeli, vatandaşa çile ve işkence çektirmemeli.

Buraya kadar tamam. Zaten bu yoruma da kimsenin itiraz ettiği yok.

Yukarıda da söyledim ya, bazen bizi işletirler, tongaya düşürüp, egolarını tatmin ederler, belki de birilerinden intikam aldıklarını sanarak mutlu olurlar, keyif çatarlar.

Zaman zaman biz de bu dengesizliklere, pisliklere alet oluruz. Ancak  vatandaşın sesi, gözü ve kulağı olmamız hesabıyla, hesapsız ve kitapsız insanların tuzağına düşmekten kurtaramayız kendimizi.

 

Konumuz Diş Hastanesi. Başhekimi Dt.Şule Zülkadiroğlu’nu (Ülger)  tanırım. Hanımefendi bir kardeşimiz. Anladığım kadarı ile sadece kendisi değil, kendisini tanıyan, sevenler de bu köşe yazımızdan rahatsızlık duyunca,  hatadan dönmek erdemdir düşüncesinden hareketle, mektupta iddia edildiği gibi, hastalara uzun süreli randevu verilmediği, doktorların bugün git, yarın gel şeklinde hastaları başından savmadıkları, ilgilenmedikleri, görevlerini savsakladığı şeklindeki ithamların,  iddiaların doğru olmadığı bilgisine ulaşınca, bize de bu yazıyı düzeltmek düştü.

Vatandaşın şikayetinde, “bu saatte müdahale edemem!” şeklindeki iddianın da boş, çürük ve kof olduğunu söyleyenler, başta Başhekim Dt.Şule Zülkadiroğlu olduğu halde, diğer doktor arkadaşların bu eleştiriyi hak etmedikleri düşüncesi, kanaati hasıl olunca, şikayet mektubunu yazanın pek de iyi niyetli yaklaşmadığı, bu mektubun altında kişisel çıkarlar, menfeatlerin olduğu  gün gibi ortaya çıktı.

Mektubu gönderen vatandaş, tut ki adın Celalettin Yaşarkayacan olsun, madem ihmal edildin, madem ilgi görmedin, çık başhekime, böyleyken böyle de, mağduriyetini anlat, o da bir çözüm bulsun. Yapamadın, direkt şikayeti seçtin, insanları karaladın, iftira attın. Amacın, niyetin, hesabın neyse artık!

Yakıştı mı?

Amaç, sayın Zülkadiroğlu’nu yıpratmak, yukarıya karşı küçük düşürmek, gururunu incitip, meslek terbiyesini ve ahlakını ayaklar altına almak olunca, bu art niyetli her kim ise, ona söylenecek bir çift sözümüz elbette olacak!

Yel kayadan ne götürür. Varsa bir hesabın, kişisel davan, ayak oyunlarıyla değil, kumpaslar kurarak,  itham ve iddialarla insanların meslek ve aile terbiyesi ile değil, mertçe, yiğitçe ve delikanlıca gör.

Edepsizliğin lüzumu yok!

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.