Maşallah memlekette duvar da çok, davar da…
Hangi sokağa girseniz, karşınıza bir duvar çıkar, kırsala gitseniz, e memlekette hayvancılık pek gelişmese de, yamaçlarda, uzak köylerde-mahallelerde otlaklarda davarlara rastlamanız mümkün.
Göksun ve Ilıca’ya sık giden biri olarak, kimin ne yaptığı, ne dediği belli olmayan bu yoldaki çalışmaları gördükçe insanın cinnet getiresi geliyor. Hatırlayın, daha önce de yazmıştım, “Gölbaşı-Adıyaman yolu kaymak gibi, Maraş – Göksun yolu manyak gibi” deyince bazı siyasetçilerimiz alınganlık göstermiş, bu yoldaki çalışmaların son reddeye geldiğini söylemişlerdi.
Allah razı olsun! Hizmet edene, hizmet verene bunu söylemek düşer bize.
*
Bu güzergâhta senelerdir çalışma yapılır. Biri yapar, biri bozar. Bir asfalt dökülür, daha üzerinden beş-on araç geçmeden ya kabarmış, ya malzeme bozukluğundan hallaç pamuğu gibi atılmış, ya da hemen bir başka müteahhide ihaleye verilmiş.
Bir sene sürse, insan gam yemez! Ve nedense de hey aynı müteahhitlere verilir iş. Ya DUYGU’da kalır, ya UĞUR’da… Memlekette başka bu işi yapacak kimse yok sanki, sanki memlekette müteahhit kıtlığı var.
Diyecekler ki, “kardeşim sen ne diyorsun ya, bu adamlar bu işin uzmanı, ihaleye girerler, kriterleri uyarsa, şartları yerine getirirse babamızın oğlu olsa veririz”
Verin canım verin, veren el alan elden üstündür nasıl olsa!
*
Tamam da ben duvarlara ve davarlara gelecektim, işi üstlenen müteahhit, güya toprak-taş-kaya kaymalarını önlemek için şehirlerarası yollara duvar örerler. Hemen dibine de kanal.
O duvarlarda çimento bulamazsınız. Olmadığı için de, daha senesi dolmadan tel tel dökülmeye başlar. Çünkü işi alan müteahhit, hem malzemeden, hem işçilikten çalmıştır, adam gibi, doğru düzgün kontrol eden de olmadığı, olamayacağı için davarların duvarı patlar, dökülür.
Hemen dibindeki kanallar da hakeza. Rezalet… Üzerinden bir sene geçmeden toprak, kaya ve taş dolar, amaca hizmet etmek şöyle dursun, devletin parası çar-çur edilir, ama birilerinin banka hesabı ve cüzdanı sürekli kabarır.
O çok bilmiş siyasetçiler ve bürokratlar da iş yaptık zannederler.