Korona sebebiyle hafta içi bile olsa dışarı çıkamıyorsun. Korkuyor insanlar. Yaşlanmak kadar yaşamak güzel her şeye rağmen. Bugün Çarşamba, hafta sonuna kadar evlere mahkumuz. Mecburen, mecburiyetten. Kendimizin, ailemiz ve toplum sağlığı için.
Dua edelim ki şu virüs denen lanet olası salgın bir an önce hayatımızdan çekip gitsin. O sebeple…
Şimdi kalkıp bu havada siyasi yazı ağır gelir. En iyisi sinirlerini yatıştıracak, haftanın yorgunluğunu üzerinizden atacak, biraz da gülümsetecek bir yazı koyalım da, hem günü kurtarmış olalım, hem de sevap işleriz.
*
Adamın biri, telaşla polisi aramış; “Karım alış-verişe çıkmıştı, dönmedi. 8 saat geçti. Ne olur karımı bulun!” diye adeta yalvarmış.
Görevli polis memuru sormuş; “Beyefendi, karınızı tarif eder misiniz?”
Adam anlamamış, “Nasıl yani?”
Polis; “Boyu ne kadardı mesela!”
Adam; “Ne bileyim, bazen yüksek topuk giyer beni geçer, evde yalınayak dolaşınca benden kısa görünüyordu” der.
Polis; “Göz rengi”
Adam; “Bilemem, bazen yeşil, bazen mavi lens takar, aslında galiba ela gözlü” cevabını verir.
Polis sorunun güzergâhını değiştirir; “Saçı ne renkti?”
Adam; “En zor soruyu sordunuz memur bey. Sık sık kuaföre gider, her hafta başka bir renkle eve gelir. Kararsızım”
Polis; “Peki alış-verişe çıkarken üzerinde ne vardı, yani ne giymişti?”
Adam; “Valla hiç dikkat etmedim!”
Polis; “Eşiniz alış-verişe araba ile mi gitmişti?”
Adam heyecanlanır birden bire ve başlar arabasını tarif etmeye; “Evet, evet… Siyah bir araba, süper bir model. 3.5 litre v6 silindir motor, 290 beygir, içi geyik derisi, taba renginde, led farları var, sağ kapıda görünür görünmez hafif bir çizik var. Çelik jant, üstü açık…”
Polis; “Tamam beyefendi, arabanızı bulacağız…” der.
*
Fıkra bu… Hafta sonu iyi gider, size iyi gelir diye düşündüm.
Aman ha siz siz olun, paranızı kaybedin, arabanızı kaybedin ama eşinizi kaybetmeyin!
Ona sahip çıkın!