Yanılmıyorsam, galiba Orhan Veli Kanık idi yazan, ‘beni bu güzel havalar mahvetti…’
Dikkat ettim, şu iki ay içinde en çok korona ile ilgili yazı yazmışım. Yazarlarım da öyle. Eee, ne yapalım, ne yapsınlar, gündem korana denen lanet olası virüs, ya da pandemi…
Evde kalıyorsun mecburen. Bilgisayarın başında durmaktan bıkıyorsun, bulmaca çözmekten tiksinir hale geliyorsun, özellikle hafta sonarı gazeteler de yok, (internetten gazete okuma alışkanlığım da yok) ramazandasın, oruçlusun, mutfak ile arana duvar örüyorsun mecburen, gelen giden de olmayınca, hayat işkenceye dönüşüyor.
Eve kapanan herkesin aynı haleti ruhiye içinde olduğunu biliyoruz artık. Saklamaya gerek yok. Yok da hayırlısı ile şu eve kapanma günleri bitse de özgürlüğümüzün tadına varabilsek, işimize gücümüze baksak!
*
Dışarısı gel gel diye göz kırpıyor. Caddeler, sokaklar, çarşı Pazar davet ediyor seni, beni… Karşımda Ahırdağı. Bazı yerleri Kel Ali’nin bağına dönmüş olsa da, yemyeşil örtüsü ile gözlerimizi ve ruhumuzu dinlendiriyor bereket versin.
Kuşlar cıvıldaşıyor, çocuklar sitenin içindeki oyun alanında top sektirirken, çocuk olmadığımıza yanıyoruz belki de. Keşke çocuk olsak diye…
Üstelik hava günlük güneşlik. Doğanın keyfini çıkartamıyorsun, ancak pencereden merhaba diyor, el sallıyorsun uçuşan serçelere. Bir serçe kadar özgür değiliz şu sıralar.
Ama diyorum, bugünler de gelip geçecek. Delip geçse de. Sabredelim, tahammül gösterelim yeter ki. Bu çalgın, pardon salgın yalnız senin benim meselem değil, tüm dünya bu illetten yaka silkerken, temennimiz bir an önce hayatımızdan çekip gitmesi, defolması…
*
Bu arada sosyal medyadan gözlerimizi ayıramıyoruz. En acısı da eşin dostun, yakınlarımızın vefat ettiği haberi içimizi kavursa da, yapacak bir şey yok. Üzülmekle yetiniyor insan sadece. Bereket versin şu cep telefonu var da, vakit geçiyor zar zor. Sosyal medyadan nefret eden ben, sadece kendi sitem ve kendi sayfam ile uğraşıp, yazılarımı, haberlerimi giriyorum ya, o bana yetiyor. Yetiyor dedim ama bazen ister istemez gözünüz kayıyor bir tarafa.
Kayınca da ya sinir katsayınız yükseliyor, ya şekeriniz, ya tansiyonunuz. (Bunların hiç biri bende yok Allah’a şükürler olsun!)
Evin soğuk duvarları ile her gün yüz yüze gelmekten bıkıyoruz. Yaşadığımız aynen bir sosyal karantina.
De…
Ne olursa olsun, zorunlu olmadıkça dışarı çıkmayalım, evde kalalım.
Bu da geçer yahu…