Diyeceğim de diyemiyorum. Bir basın çalışanları için internet ve face, günümüzün, mesleğimizin ve yaşamımızın bir parçası.
Birkaç gündür sosyal medyadan uzağız.
Ortalık felç yani.
HDP eş genel başkanlarının ve milletvekillerinin, terör örgütlerine yardım ve yataklık etmesi sebebiyle tutuklanması, ardından Diyarbakır’daki patlama ve yine can kaybı, yine şehitler ve arkasından gelen yayın yasağı derken, internet ve facebook birkaç gündür sorun olmaya devam ediyor ve edeceğe de benziyor.
Biz basın çalışanları, gazeteciler, tabi sıkıntı çekiyoruz.
Ancak…
Ülkemizin selameti, bölünmez bütünlüğü için her şeye katlanıyoruz, katlanacağız ve buna mecburuz. Başka Türkiye yok!
*
İnsanlar sosyal medyasız yapamıyorlar.
Facebook olmadan ekmek yiyemiyor, sofraya oturamıyor, aracını kullanamıyor, yatağa giremiyor, yola çıkamıyor, işe bismillah deyip başlayamıyor.
Herkes kendine göre bir şeyler buluyor içinde.
Neyi aramak istediğine bağlı tabi. İhtiyacı ne ise!
Hastalık gibi bir şey insanlara bulaşan, virüs ya da…
*
Gazetecilerin, yani bizlerin kendimizi sosyal medyadan, internetten soyutlama gibi bir lüksümüz yok, olamaz. Nefret etsek de, onsuz yapamıyoruz.
İşimiz gücümüz onlarla.
Neticede gazete hazırlıyorsun, internet site sahibisin.
Yapamıyorsun.
Ne diyelim, tek ülkemiz selamete erişsin, tek ülkemde huzur tesis edilsin, tek memleketimde asayiş berkemale dönüşsün, razıyız.
Zahmet çekmeyince bal yenmiyor netice itibariyle.
Ve…
İnternetin ve sosyal medyanın da canı cehenneme!