Dostlarım söyler, "Herhalde adam bulamamışlar, ondan!" diye. Bir şey daha söylerler, "Zaten sen muhasebeci olunca Sümerbank ondan abattı..." Eh, doğru söze hacı emmim nedesin!
*
Faturayı muhasebeciler keser, esnaf keser.
Bir de patronlar...
Patron dediysek, ki bu yazı da siyasi içerikli olduğundan dolayı, siyasetin tepesindeki isimlerin de zaman zaman fatura kestiklerine çok rastladık.
Yanında çalışan biri vardır örneğin, beğenmezsin, işine ayak uyduramaz, başarısızdır, savsaklar, birine, bir yerlere hizmet ederken eli ayağına dolaşır, konu komşuyu küstürür, hiçbir iş de yapmayı beceremez, işe vaktinde gelmeyince de patron ne yapsın, mecburen faturayı kesecektir.
Kovar işten, yani kapının ağzına bırakır.
*
Kimse kalitesiz, yeteneksiz, başarısız,temsil gücü ve kabiliyeti olmayan insanı yanında çalıştırmaz, barındırmaz.
Siyasette de böyle... Kurumlara bakın, sık sık kadrolar değişir. Dün A biriminde çalışan üst düzey biri, kendini gösterememiştir, ya da darbe teşebbüsü sırasında bir yasa dışı örgütün elamanı, militanı olduğu ortaya çıkmıştır, ya da rüşvet yemiştir veya vatandaşlarla, çalışanlarla uyumsuz hareket etmiştir, bileti pardon faturası kesilecektir onun.
Yoksa patronun başı ağrır... O kişi, o makama getirdiği için vicdan azabı bile çeker!
Kovmazsa, faturayı kesmezse, sonucuna kendi katlanır. Sonucunun de ne olduğunu, ne olacağını burada anlatmaya, söylemeye, yazmaya gerek yok.
Siz meseleyi şıp diye anladınız zaten!
Uy canlarım benim!
*
Siyasetin günümüzdeki patronu kim? Bildiniz, aferin! Tabi ki sayın Recep Tayyip Erdoğan...
Referandumdan sonra, sonuç ne çıkarsa çıksın, ister evet, ister hayır, bazıları için, birileri için o fatura kesilecek.
Şart, mecbur, elzem, ihtiyaçtan...
Artık kdv'si yüzde bir mi olur, sekiz mi olur, yoksa 38 mi olur bilemem!
Ötv de eklenirse şaşırmayın!
Öptüm sizi, cüssss!