Ve sıradaki partiler…
Senelerdir AK Parti camiası içinde yoğrulmuş, hizmet vermiş, sonra da kendilerini bulunmaz Hind kumaşı yerine koyup, temelden, kökten ayrılarak ayrı parti kurarak kendilerine liderlik süsü vermiş, fakat kurdukları parti bırakın iktidara alternatif olmayı, yüzde 1’lik oy oranı altında kalınca, zaten yoklardı, her geçen gün yok olup gittiler ve kayboldular.
Ticarette, siyasette ve tarihte bunun örnekleri çok, isterseniz aile hayatında, günlük yaşamda da örneklerini görebilirsiniz, bütünden kopanlar hiçbir zaman iflah olmamıştır.
*
Hadi şahsım şehrinden örneklerle bismillah diyelim.
Vakti zamanında, seneler önce, bizi Suriye, yani Ortadoğu bataklığına iten isim olarak bilinen, söylenen, yazılan ve eleştirilen Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu (ki kendisi umre arkadaşım da olurlar!) bir zamanlar eşi Sare hanımefendi ile Aladan’daki Alaüddevle Hazretlerinin türbesi ziyaretinde beraberdik.
Başbakanlığını yaptığı partiden, AK Parti’den, yani bütünden koptu, Gelecek Partisini kurdu, genel başkan oldu. Oldu ne oldu, seçimlerde varlık gösteremedi, yüzde 1’lerin altında kaldı.
Muharrem Çevik kardeşimiz önce il, sonra ikbal için milletvekili adayı, sonra da belediye başkan adayı oldu. parti teşkilat odasının kirasını ödeyemediler, eşyaları kapının önüne konuldu, ve Türk siyasetinde tarihin derinliklerinde kayboldu.
*
Mali müşavir, beyefendi kişilik Emre Kazancı kardeşimiz CHP’de gerekli ilgiyi, desteği göremeyince, CHP’den Cumhurbaşkanı adayı da gösterilen, (sabır gösterip CHP’de kalsaydı önce il başkanı, sonra da milletvekili adayı olur, kesinlikle meclise giderdi) birkaç kez şehrimize de gelen Muharrem İnce’nin kurduğu Memleket Partisi’nin il başkanı oldu. Oldu da ne oldu? Bir iki toplantı, basın açıklaması, ziyaret, adaylık derken hem parti, özellikle deprem sonrası hem sevgili Emre Kazancı kayıplara karıştı.
Partinin de ruhuna fatiha okundu. Zaten bugün yarın da Muharrem İnce gerçek yuvasına döndü, dönmek üzere. Yani baba ocağı CHP’ye…
*
Zafer Partisi kuruldu. Aslında MHP kökenli olan ve bugün Cumhurbaşkanı sayın Erdoğan’a hakaretten tutuklanan …. Partinin genel başkanı oldu. il başkanlığına da Göksun’lu, mal müşavir Alparslan Kenger atandı. Eski Hayat Hastanesi karşısında bir küçük ofis, beş-on kişilik kadro, birkaç cılız haber ve kısa sürede yoklar hanesine yazıldı.
Seçimlerde varlık gösteremediler. Özellikle Suriye politikasına dair çıkışları ile tanınan, Suriyelilerin ülkelerine gönderilmesi meselesine kafayı takan Parti lider Ümit Özdağ, Antalya’da yaptığı konuşma nedeniyle tutuklanırken, parti de param parça. Yerelde ne Kenger kaldı, ne teşkilat. Fakat helal olsun, partilileri içeride olan liderlerini yalnız bırakmıyor! Sadakat buymuş demek!
*
Genel başkanlığını Gültekin Uysal’ın yaptığı, (ki kendisi ile Mehtap Emirmahmutoğlu’nun Yenişehir Mahallesindeki evinde kahvaltı yapmış birisi olarak) Demokrat Parti’nin yerelde il başkanı kim, teşkilatında kimler var, bilmiyoruz. Yok hükmündeler yani.
Ulusalda milletvekilleri de vardı 2 tane, Cemal Enginyurt ve Salih Uzun da parti ile bağları koparınca, Uysal yapayalnız aldı. Enginyurt da yakında CHP’ye geçer de, Uzun için bir şey diyemem!
Ve nihayetinde merkez sağın temsilcisi rolleri toplu iğne batmış balon gibi sönüverdi. Karşılık bulmadı. Yerelde var mıydı, yok muydu bilinmiyor. Seçimlerde oy yüzdeki neredeyse yüzde 1, bilemedin 2…
Bak unuttum, yerelde il başkanı mali müşavir dostumuz Ahmet Gebel vardı, sahi nerede şimdi o?
*
Geriye kim kaldı?
İYİ Parti, Saadet Partisi ve bugün itibariyle mecliste bizi temsil eden Deva Partisi ve onun milletvekili Uzm. Dr. İrfan Karatutlu.
Bir sonraki yazıda bunlar olacak!