Baştan yazayım da maraza çıkmasın, ‘aklına turp sıktığımın’ İYİ Partiden istifa eden Çağlayancerit Belediye Başkanı ile alakası yok.
Kişilerin kendi tercihi, kendi tasarrufu saygı duyarız, eyvallah der gelir geçeriz. Geçeriz de, yalnız, lakin, mamafih, binaenaleyh, faraza; zaten belliydi, zaten perşembenin gelişi çarşambadan belliydi, zaten ikna için gidilmişti, o da baktı ki mevcut maddi imkanlarla ilçeye hizmet etmenin mümkünatı yok, ‘tamam’ dedi, ‘buraya kadar!’ dedi ve partisinden istifa etti.
Peki kim ikna etti? Benim herhangi bir dahlim yok vallahi de billahi de.
Peki halkın iradesi, tercih ve teveccühü nereye gitti derseniz, onu da oy veren Çağlayancerit halkına, Başkan Yemliha Göktaş’a soracaksınız!
Yalnız, geçtiğimiz günlerde, yanına gittiler, ‘Gel, akıllı ol, bize geç! İlçeye hizmetin dokunsun, vatandaşlara verdiğin sözü yerine getirirsin. Yoksa…’ demişlerdir muhtemelen, o da fazla beklemedi, istifasını verdi.
Geç bile kaldı diyenlerden biriyim!
Bugün yarın geçer mi, yoksa başka mahalleye mi transfer olur, bekleyip görmek lazım. Ama adres belli, yüzde doksan dokuz da olabilir, belki de yüzde elli…
Hadi noktayı ve adını koyayım; hayırlı olsun, hoş geldi…
*
Hadi, madem başladık İYİ Parti’den birkaç cümle daha sarf edelim! Mecliste bile sandalye sayısı 44’ten 28’e düştü. Kürşat Zorlu da kolay olanı seçti, partisinden istifa etti, dün Ak Parti saflarına katıldı, rozetini de Cumhurbaşkanı sayın Erdoğan taktı. En son eski topçu Ünal Karaman da gemiyi terk edenler kervanına katıldı.
Ha, yakın tarihte, partinin eski genel başkanı Meral Akşener de (ki tüm geçişler, tüm transferler onun bilgisi dahilinde) sayın Cumhurbaşkanımızın yardımcısı olarak göreve başlarsa şaşırmayın! Siyaset bu, olmaz olmaz demeyin, olmaz olmaz!
*
Peki…
Arkası gelir mi, gemi bir kere su almaya başladıysa, ki çoktan başladı, hem karada, hem denizde, hem havada irtifa kaybediyor, araba da fren tutmayınca, yokuş aşağı gidilince de geliyorum (pardon gidiyorum) diyen hareketlerin ardı arkası kesilmeyince, ee gemi de hazır su almışken, önce tayfalar terk ediyor. Batan geminin milletvekilleri de başka kayığa biner, beklenen yere gider!
Baksanıza, Maraş’ta bile düne kadar İyi Parti saflarında siyaset yapanlar (bazı belediye meclis üyeleri dahil) soluğu iktidar kanadında aldılar.
ARA NOTU: İYİ Parti İl başkanı Süleyman Tekerek yaptığı açıklamada, Başkan Göktaş’ın bundan böyle bağımsız olarak hareket edeceğini, başka bir partiye geçmesinin söz konusu olmadığını söyledi.
Söyledi de, partisinden istifa ettiğini söyleyen birinden hâlâ ne diye medet umulur, ne diye ‘belki geri döner!’ diye boş, umutsuz vaka beklenti içine girilir! Kararını vermiş bir kere. Zaten ‘gidiyorum, bırakıyorum!’ derken muhtemelen teşkilatın fikrin bile almamıştır. Ki açıklamasından o anlaşılıyor.
*
Partiler ve yaprak dökümü dedim de, hadi iki kelam da onlar için edeyim, hatırları kalmasın!
Zaten geneli bilmem, aklım yetmez, yerelde ne Memleket Partisi kaldı, ne Gelecek Partisi. Gelecekleri karanlık olanlar elini ayağını çekti partiden, teşkilatlardan.
Deva Partisi desen, lateşbuh seçilmiş milletvekilinden başka yerelde sesi soluğu çıkmıyor. İl başkanı kim, ne yer ne içerler, belli değil.
Yoklar. Uzun Çarşı yanında bir konteyner var il teşkilatı adına, gelen giden yok. Zaten milletvekili İrfan Karatutlu da mecliste bir iki konuşma yapınca, milletin de ağzının suyu akmaya başladı, bilindik şeyler, eleştirmek, yüksek perdeden atıp tutmak.
Bir iki açılışta boy göster, başka bir şey yok!
(Zafer Partisi, Saadet Partisi ve diğer ufak tefek partiler için yazıyı ayrıca bekleyin!)
*
Geliyorum ‘hay aklına turp sıkayım!’ sözüne. Menzil karışmış, babaları öldükten sonra kendini şeyh, lider ilan eden 3 kardeş miras yüzünden birbirlerine düşmüşler.
Olacağı buydu! Buydu da, senelerdir bunların p eşine giden, ellerindeki avuçlarındaki ne varsa götürüp teslim eden, (bir zamanlar da Türkoğlu ilçesinde, tepede, kendine küllüye inşa eden, Siirt’ten gelip dergahını büyüten şeyh de aynı. Zamanında bütün belediye başkanları yollarını yapmışlar, yerleşim, inşaat meselesinde her türlü kolaylığı göstermişlerdi) Menzil denen köyü bir şirket merkezine çeviren, din istismarcıları milyar liralık servetin, mirasın peşine düştüler.
Aklınıza turp sıkayım dediğim mesele buydu.
*
Sosyal medyada bir paylaşım gördüm, tuttum kendi sayfama koydum. Arayan arayana…
Şuydu; ‘Bir şehirde belediye başkanı, milletvekili ve il başkanı birbirine düşman ise, orada kaybeden şehirdir.
Koltuk kavgaları, kayıkçı kavgasına döner ve şehrin geleceğini batırır!’
Bu genel sözde gerçek payı var mı, arayanlar yüzde yüz katılırken, çok şükür şahsım şehrinde bir uyum var.
Aksini iddia eden var mı derseniz, siyasetten anlayan biri değilim, vatandaş bu meselede daha bilinçli, daha duyarlı.
O bakımdan, ticaret lisesini zar zor bitiren adama sormayın bunu!
*
Geldim Sosyal Güvenlik Kurumu İl Müdürümüz sevgili Harun Akbalaban’a.
Bana değil sadece, şehirde kime sorsanız, ‘En başarılı il müdürü kim!’ deseniz size doğru adresi, yani SGK İl Müdürü Akbalaban’ı gösterir, işaret ederler.
Marifet iltifata tabidir sözü boşuna söylenmemiş. Şundan; Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanı Dr. Raci Kaya, İl Müdürü Akbalaban hakkında şu yorumda bulunmuş; ‘Bugün aramıza katılmanın 28. yıldönümü.
Kurumunuzu ileriye taşıyan, gurur duyduğumuz birçok başarıda sizin de imzanız var. SGK’da daha nice imza attığımız, mutlu bir çalışma yılı daha diliyoruz!
İyi ki bizimlesiniz!’
Hadi gel de sevme bu güzel insanı, bu başarılı il müdürünü, bu gönül dostunu. Bahtın ve yolun açık olsun kıymetli müdürüm!
*
Bir-iki gün önce, Turpun büyüğü nerede diye sorup, sayfamda paylaşınca, MADO’dan bildiğim, tanıdığım sevgili dost Muharrem Tüfekçi, ’Abi iyi güzel demiş, yazmışsın da, ‘aklına turp sıktığım!’ deyimini unutmuşsun!’ deyince, bize bir yeni yazı konusu daha çıkmıştı.
Ve ben, bu şehir için başarı hikayesi yazmayanların, bu şehri ve insanlarını seviyor(muş) gibi yapıp da milletin aklıyla dalga geçenlerin aklına turp sıkayım!
Nasıl bir şehirde burası, ortak ortağa, kardeş kardeşe geçinemiyor. İşletmeler bölünüyor, küçülüyor, aile bağları parçalanıyor, kendini şehrin abisi yerine koyanlar da ona çöküyor, buna çöküyor sonra da çıkıp şehir adına, gazeteci adına, belediye başkanları adına ahkam kesiyor.
Aklına turp sıktıklarım!