O gün bazı meslektaşlarımla Başkonuş’a giderken, insanı deli eden, çileden çıkartan, sinir katsayılarını artıran o bilinen, meşhur virajı, dönemeçli yolu çekerken, asıl yapılması gerekenin karşıya bir köprü olduğunu bir tek ben düşünmedim. Bir tek ben akıl etmedim, biri teke ben kafamda proje çizmedim!
Andırın yol kavşağından sapıyorsun, git Allah git, uzun viraj ve bir köprü atılsa, kendi maliyetini iki senede amorti edecek köprü için bu zamana kadar neden beklenildi sormadan da edemedik.
Arkadaşlar hesap etmiş olmalılar ki, (bugüne kadar ne doktorlar, ne mühendisler, ne inşaatçılar hesap edemedi, hayret birşey!) bu yolda, karşıdan karşıya körü atıldığında milli servete heba olmayacak, yol yaklaşık 10 kilometre daha kısalacak, insanların zamanı kıymetli olduğu için, menzillerine daha erken varmış olacaklar.
Bunlar az artılar değil.
*
Ülke kaynaklarının verimli kullanılması isteniyorsa, milli servetlerin israfının önüne geçilmek isteniyorsa, en büyük yatırımın insana olduğu düşüncesi akıllardan çıkmadıysa, bu yol üzerindeki o uzun ve insanı sinir eden virajın ortadan kaldırılması, iki yakayı birbirine birleştiren bir köprünün atılması artık elzem haline gelmiştir.
Sonra…
Diyorsunuz ki, Andırın insanı Kadirli’ye, Osmaniye’ye gidiyor, alışverişini oradan yapıyor, Maraş’ın paparası dışarı gidiyor.
Gider tabi..
Yolunu yapmaz isen, uzatırsan, ilçen ile ticari rabıtayı başkalarına kaptırırsan, zamanı kıymetli olan insanlar her yere gider.
*
Andırın yolu çile yolu, işkence yolu ve mesafe olarak da uzun.
Bu bakımdan, sözü edilen uzun virajın ortadan kalkması gerekiyor ki, bunun için geç bile kalındığını rahatlıkla söyleyebilirim.
Siz de söyleyebiliyor musunuz?