Seneler önce kaybettiğimiz merhum Ayhan Işık’ın filminin adıydı. Yeşilçam’ın efsane oyuncusu, bu filmde bıçkın bir delikanlıyı oynamıştı. Hani şu bildiğimiz vurdulu-kırdılı aksiyon filmlerinden.
Bıçkın biri mi, sanmıyorum.
Gördüğüm, kadarıyla halim-salim, beyefendi bir kardeşimiz.
Sevgili Rıfat Kantarcı’yı çok iyi tanıdığımı söyleyemem. Bildiğim yegâne şey, avukatlığını bilemem de, delikanlı bir insan, meslektaşları arasında sevilip sayılan biri olduğu…
*
Diyeceksiniz ki “Madem tanımıyorsun, ne diye yazı yazıyorsun?”
Haklı olabilirsiniz de, tanıdıklarımızdan ne hayır gördük ki. Kim olursa olsun, tanışırsanız tanımış olursunuz. Bildiğim bir başka gerçek ise, yerini yurdunu biliyorum. Bürosunu yani…
Selamlaştık kaç kez.
Onun adı Av. Rifat Kantarcı…
Yazılarımıza beğeni ve yorum da gönderdi. Yakın çalışma arkadaşlarından da dinledim, memleketini seven, duyarlı, hamiyetsever birisi.
Yetmez mi?
*
Yakışıklı olduğunu da söylesem, belki sonradan sakal bırakmayı adet edinenler kıskanabilir. Malum, bu günlerde sakal ve bıyık modası başladı siyasi cenahta.
Bugün belki bakanlık koltuğunda değil. Artık düz milletvekili… Ama O gönüllerin bakanı, Türkiye’nin, Kahramanmaraş’ın ve Elbistan’ın gözbebeği Bakanımız sayın Mahir Ünal ile çekilen fotoğrafı da tam kartpostallık. İki yakışıklı bir arada olunca, insan ister istemez altına bir şey yazmak gerektiğini hissediyor.
Allah her ikisinin de yolunu açık etsin!