Bazı vekiller, meclisteki iletişimi bilgilerini içeren birer dosya gönderdiler. Meclisteki adreslerini, telefonlarını, danışmanlarının isim ve telefon numaralarını içeren meclis bilgileri e.maillerimize düşünce, düşünmeden siliverdim.
Sildim çünkü, ihtiyaç kalmadı, kalmayacak.
Yapacakları birkaç aylık milletvekilliği için adresleri, isimleri kayıt altına almaya değemez bulduğum için telefona kaydetme zahmetine girmedim.
*
Zaten tabanda ve tavanda kabul görmemişlerdi. Zaten taban ile iletişim sorunu yaşıyorlardı, zaten diyalogda yeteneksizlerdi, zaten çoğunu da kamuoyu tanımıyordu, zaten bazıları da daha çocuksu hareketleriyle mecliste bizi temsil etmekten uzaklardı.
Zaten onları kimse sevmemişti. Zaten onları içine sindirememişti seçmenleri dahi. Zaten parmak indirip parmak kaldırmaktan başka bir işe de yaramayacakları için, aldıkları maaşları da helal ettiremeyeceklerdi.
Halka verdikleri sözü tutamayacaklardı.
Tabana yabancı, tavana yapışık kalacakları ve oldukları için, memleket adına ellerini taşın altına koyamayacaklardı. Zaten meydanda ne taş vardı el altına konacak, ne de el vardı taşın üstünde duracak.
*
Bir incirler olunca geleceklerdi, bir de marhabaşı üzümü marketlerdeki yerini alınca lütfen teşrif edeceklerdi. Arada geleceklerdi ama firik-tarhana canları çekecekti, ya da Ilıca’da enfes bir tava…
Zaten Ilıca mahallemiz de siyasilerin kutsal mekânı gibi mübarek. Oraya gitmeyen, oranın suyunu içmeyen, tavasını yemeyen siyasetçi olamıyordu. Kendini meclise adayanlar ve hazırlayanlar, herhalde oralarda gizli bir güçten el alıyorlardı.
Ya da birileri omuz veriyordu.
*
Diyeceksiniz ki, neden sildin.
Silerim. Daha şimdiden vatandaşı, seçmeni gönlünden ve aklından silen insanların cep telefonlarının, ya da meclisi bilgilerinin hiçbir kıymeti harbiyesi gereği yoktu.
Zaten kendileri de hiç olmamışlardı.
Sildim gitti işte!